Ahmet Kekeç'ten Taha Akyol'a sert eleştiri

Ahmet Kekeç'ten Taha Akyol'a sert eleştiri
Güncelleme:

Star yazarı Ahmet Kekeç, Reina'da 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla ilgili olarak "Hz. Ali’yi bile 'kâfir' diyerek bu kafa şehit etmişti" diyen Hürriyet yazarı Taha Akyol'u 'eleştirdi'.

"Reina saldırısını düzenleyenler hangi fay hatlarını tetiklemek istiyorsa, Taha Akyol 'ısrarla' o hatlarda dolaşıyor" diyen Kekeç, "Reina saldırısı, oysa, 'Hadi, tam zamanı, biraz da hayat tarzı tartışması yapın' diyen kafanın ürünüdür. Biz bu tartışmayı yapıyoruz ve Taha Akyol gibi yönünü tayin edememiş ergen oryantalistler yangına körükle gidiyor" görüşünü savundu.

Ahmet Kekeç'in "Beyinsizler, provokatörler, ergen oryantalistler..." başlığıyla yayımlanan (3 Ocak 2017) yazısı şöyle:

Batılı “oryantalist kafa” İslam’a ve İslam toplumlarına bakarken ne vehmediyorsa (yahut görüyorsa), Taha Akyol onu söylüyor.

İnanma biçimleriyle “şiddet” arasında “mutlak bağ” kuran akademik laborantlar (!) neyi iddia ediyorsa, Taha Akyol onu söylüyor.

DEAŞ’ı üretip Ortadoğu’ya çakanlar hangi sonucu murat ediyorsa, Taha Akyol o sonuca ilişkin şeyler söylüyor.

Reinasaldırısını düzenleyenler hangi fay hatlarını tetiklemek istiyorsa, Taha Akyol “ısrarla” o hatlarda dolaşıyor.

Reina saldırısı, oysa, “Hadi, tam zamanı, biraz da hayat tarzı tartışması yapın” diyen kafanın ürünüdür.

Biz bu tartışmayı yapıyoruz ve Taha Akyol gibi yönünü tayin edememiş ergen oryantalistler yangına körükle gidiyor.

Bir de, “Noel Baba nefreti” türünden cümleler kuran beyinsiz takımı var...

Ülkeyi yönetenler, Noel Baba nefreti konusunda insanları temin edecek açıklamalar yapmalıymışlar.

Herhangi bir devlet büyüğü çıkıp, “Saçmalamayın kardeşim, isteyen istediği gibi yaşar, siz ne karışıyorsunuz milletin hayatına, size ne” falan dememiş... Yılbaşı düşmanlığına göz yumulmuş... Bu da, terör ortamına sunulan mütevazı bir katkıymış.

Sistematik (ve yaygın) bir “Noel Baba nefreti” mi var ki bu toplumda, bu nefretin teröre sunulmuş mütevazı bir katkı olduğunu ileri sürüyorsun, a be sersem?

Marjinal kalan görüş sahipleri dışında, ortaya “nefret kültü” çıkarmak için didinen “yığınlar” ve onları temsil eden örgütler, o görüşleri meşrulaştıran etkin yayın organları mı var?

Kim bu “nefret yayıcıları” ve eylemleriyle siyasal iktidarı nasıl, hangi açıdan bağlıyorlar? Siyasal iktidar niçin marjinal görüşlere karşı “temin edici” ve “garantör” rolü oynasın? Siyasal iktidarın başka işi mi yok?

Kaldı ki, “Noel Baba”yı Hıristiyan itikadına ait görenler olabilir (ki, öyle görülmesinde bir beis yok) ve bu düşüncelerini seslendirmekte özgürdürler.

Bundan siyasi iktidara ne, muhalefete ne, topluma ne!

Şiddet çağrısı yapmadan, isteyen istediği görüşü seslendirebilir.

Bana ne, sana ne, kime ne!

Reina saldırısını “laikliğe saldırı”, “Atatürk cumhuriyetine saldırı”, “bir duble rakıya saldırı”, “yılbaşını kutlamak isteyenlere saldırı”, “yaşam biçimine saldırı” sayıp, sinekten yağ çıkarmaya uğraşan “sorumsuz” CHP’lilere de şunu söylemek isterim:

Bu ülkede yaşayan insanların kahir ekseriyeti Müslüman’dır.

Bazı Müslümanlar dindardır, bazıları değildir.

Bazı Müslümanlar dinin haram kıldığı fiilleri işler; içki içer, zina yapar, vs...

Bazıları bu fiillerden uzak durur.

Bazı Müslümanlar dinin gereği olan ritüelleri (namaz ve oruç gibi) yerine getirir...

Bazıları getirmez...

Bazı Müslümanlar dinin yasak kıldığı çok çirkin fiilleri işler.

Bazıları işlemez.

Bazı Müslümanlar CHP’ye oy verir.

Bazı Müslümanlar başka partilere oy verir.

Bu cümleden olarak, bazı Müslümanlar yılbaşlarında, “yeni bir senenin başlangıcı” olması itibariyle, küçük eğlenceler düzenler... Kimi fındık fıstık yer, çekirdek çitler, televizyon izler... Kimi alkollü içecekler tüketir. Bazı Müslümanlar da bu tür eğlencelere ve karşılama/uğurlama törenlerine meyletmez.

Her iki durumda da, işlenen fiiller onları dinden çıkarmaz.

En fazla (içki içiyorlarsa mesela) günahkâr kılar.

İçki içmek, dinin yasakladığı bir fiilse, bu fiilin yılbaşında işlenmesiyle, yıl ortasında yahut sonunda işlenmesi arasında derece olarak bir fark yoktur.

Dolayısıyla, terörün gazına gelip, “bu, yaşam biçimine saldırıdır, yılbaşını kutlamak isteyenlere saldırıdır”, “Atatürk cumhuriyetine saldırıdır” türünden provokatif cümleler kurmayın, terörün değirmenine su taşımayın.

Bu, hepimize saldırıdır.

İçki içen içmeyen, yılbaşını kutlayan kutlamayan, Müslüman gayrı Müslim, bütün bir topluma saldırıdır!

Dahası, ülkemize ve “bağımsızlığımıza” saldırıdır!