AKP'lilerin Başörtülü Kadına Yaptıklarına Nihal Bengisu'dan Tepki

AKP'lilerin Başörtülü Kadına Yaptıklarına Nihal Bengisu'dan Tepki

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, AKP'nin Ağrı mitingi, başörtülü kadın, haber, haberlerHabertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, AKP'nin Ağrı mitinginde darp edilen başörtülü kadın için tepki gösterdi.
AKP'ye yakınlığıyla bilinen Nihal Bengisu Karaca, bugünkü yazısında AKP’nin Ağrı mitinginde bir kadının darp edilerek miting alanından çıkarılmasını eleştirdi.

Karaca, AKP’nin Ağrı mitinginde bir kadının çantasındaki göz kalemi nedeniyle sivil polislerden tarafından darp edilerek miting alanından çıkarılmasına tepki gösterdi.

Nihal Bengisu Karaca, “Bu resim herhangi bir muhalefet partisinin mitinginde gerçekleşseydi ne olurdu?” ifadelerini kullandı.

MUHALEFET PARTİSİ MİTİNGİNDE OLSAYDI?

Yazısında tablonun çok kötü olduğu tespitini yapan Karaca, “Başörtülü bir kadın, önce etrafında bulunan katılımcılarla bir tartışma içine giriyor. Sonra sivil polis olduğunu anlayabileceğimiz kişiler tarafından ite kaka, kargatulumba miting alanı dışına çıkarılıyor. Kadına karşı epey haşin bir tavır sergileyen gözlüklü, düzgün kıyafetli, ‘başı açık’ bir kadının verdiği resmi dondurup uzun uzun düşünüyorum. Bu resim herhangi bir muhalefet partisinin mitinginde gerçekleşseydi ne olurdu?” diye sordu.

DEMEK Kİ ONLARIN BAŞÖRTÜLÜSÜ BİZİM BAŞÖRTÜLÜMÜZ VAR!

Karaca, “Çantasındaki göz kalemi nedeniyle miting alanına girmesini engellemek istemiş güvenlik görevlileri” dedikten sonra “Göz kalemi silah mıdır, zafer işareti yapmak bir kadının provokatör olacağının delili midir?

Ağrı mitinginde kötü muameleye maruz kalan kadın; CHP, MHP ya da HDP mitinginde protesto gerçekleştirmeye çalışan AK Partili bir başörtülü olsaydı ne olurdu?’ Cevap zor değil: ‘Başörtülü dövüyorlar’ derdik. ‘Bunlar din düşmanı’ derdik" diye yazdı.

Nihal Bengisu Karaca çok çarpıcı şu tespiti de yaptı; "‘Başörtülü ama bakalım kimin başörtülüsü?’ sorusunun cevabı, yaşanan mağduriyetin önüne geçiyor. Demek ki artık ‘Onların başörtülüsü, bizim başörtülümüz’ diye bir ayrım var. Bu ayrım kimin mağduriyetine ne ölçüde ses verileceğini belirliyor.”