Askeri İstihbarat'ın Tahşiye raporunda şok tespitler

Askeri İstihbarat'ın Tahşiye raporunda şok tespitler
Güncelleme:

Askeri İstihbarat'ın Tahşiye raporunda şok tespitler

ASKERİ İSTİHBARAT'IN TAHŞİYE RAPORUNDA ŞOK TESPİTLER

Genelkurmay Başkanlığı’nın Tahşiyeciler grubu ile ilgili hazırladığı istihbarat raporu, söz konusu grubun terör örgütü El Kaide bağlantısını ve akıl almaz inanç yapısını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Genelkurmay İstihbarat Dairesi’nin 13 Mart 2009 tarihli raporuna göre Tahşiye örgütü El Kaide’ye destek veriyor. Rapora göre örgüt lideri M. Doğan, Usame Bin Ladin’i Mehdi’nin komutanı, El Kaide’yi ise Mehdi’nin ordusu olarak görüyor. Raporun hazırlandığı tarih 14 Aralık operasyonunun en önemli bahanesini ortadan kaldırdı.

Bugün'ün haberine göre, Genelkurmay Başkanlığı’nın Tahşiyeciler grubu ile ilgili hazırladığı istihbarat raporu, söz konusu grubun terör örgütü El Kaide bağlantısını ve akıl almaz inanç yapısını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Rapor, Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin imzası ile 13 Mart 2009’da hazırlanıp Kara Kuvvetleri Komutanlığı makamına sunuldu. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner, Genelkurmay Başkanı ise İlker Başbuğ.

ALGIYI ÇÜRÜTTÜ

Raporun hazırlandığı tarih 14 Aralık’ta özgür medyayı hedef alan operasyonun en önemli argümanını çürütüyor. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 6 Nisan 2009’da yaptığı konuşmadan sonra Tahşiye grubuna yönelik operasyon hazırlığı yapıldığı iddia ediliyordu. Oysa Genelkurmay’ın tıpkı MİT gibi çok daha önceden El Kaide bağlantılığı bu grubu takibe aldığı anlaşılıyor.

Tahşiye grubunun El Kaide ile ilişkilerinin tek tek anlatıldığı rapor, Mehmet Doğan ve söz konusu grubun önde gelen iki ismi Mustafa Doğan ve Mehmet Nuri Turan hakkında da ilginç değerlendirmelere yer veriyor. İşte rapordan bazı başlıklar:

İşte Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı İsmail Hakkı Pekin imzalı o rapor.

EL KAİDE ÖRGÜTÜNÜ DESTEKLEMEYEN MÜNAFIK

“Usame Bin Ladin’i Mehdi’nin komutanı, El Kaide’yi ise Mehdi’nin askerleri olarak açıklamıştır… M. Doğan, El Kaide terör örgütü ile ilgili düşüncelerini, güvenlik gerekçesi ve değişik bölgelerde bulunan grup mensuplarının olaylara yaklaşım tarzlarının farklı olması nedeniyle her yerde açıkça ifade etmemeye özen göstermektedir. El Kaide terör örgütünü desteklemeyenleri münafık kabul eden M. Doğan, Nur cemaatlerini kendi bünyesi altında toplamaya çalışmaktadır.”

MEDRESELERİ EL KAİDE HİZMETİNE VERECEK

“Mehmet Doğan ve grup mensuplarının, Usame Bin Ladin ve El Kaide terör örgütüne tam anlamıyla destek vermekte olup, M. Doğan, El Kaide terör örgütü ile ilgili olarak ‘El Kaide’nin süper bir güç olduğu, El Kaide’nin içerisinde her milletten mücahidin olduğu ve ümmetçi kimlikli bir İslâm ordusu oluşturduğu, bu ordunun Mehdi’nin emri ile kâfirle savaşı başlattığı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kâfir olduğu, Türkiye’nin de İslâm ordusu El Kaide’nin vereceği savaşla kurtarılacağı, kendisinin öncelikli hedefinin Türki-ye’deki bütün medreseleri kontrolü altına alarak El Kaide’nin hizmetine sunmak olduğu’ şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.”

UYUŞTURUCU BAĞLANTILARI

“Grubun üyelerinden Mehmet Nuri Turan, grubun İstanbul başta olmak üzere Türkiye çapındaki faaliyetlerini organize etmektedir. M. Doğan’ın her konuda en güvendiği adamı olan ve geçmişte sol görüşleri benimseyip örgütsel faaliyetler içerisinde yer alan M. N. T. örgütçülük mantığı ile hareket etmektedir. Geçmişte PKK/ KONGRA-GEL örgüt mensupları ve uyuşturucu kaçakçıları ile de iyi ilişkiler içerisinde olduğu ifade edilen ve Cemaat içerisinde ‘çok cesur ve gözü pek bir kişi’ olarak tanınan M. N. T’ın İlya’yı (Kudüs) teslim alacak şahsın olduğuna inanılmaktadır.”

RİSALE-İ NURLAR’IN TAMAMLANMADIĞINI İDDİA EDİYORLAR

“Kendilerini Tahşiyeciler olarak adlandıran cemaat mensupları Risale-i Nur külliyatının tamamlanmadığını, Said-i Nursi’nin külliyatı tamamlama görevini talebelerine verdiğini, risalelere hakim olan talebenin şerh (anlaşılır kılmak) izah ve tahşiye (dipnota açıklama yapma) ile eserlerin tamamlanabileceğini iddia etmekte. Grup Lideri de bu doğrultuda Risale-i Nurları yeniden şerh ederek yayınlamaktadır.”  

NUR CEMAATLERİNE TEHDİT MEKTUBU

“Dezenformasyon belgeleri yayınlayarak El Kaide üzerinde etkili olmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda M. Doğan’ın talimatıyla Mustafa Kaplan tara-fından 2004 yılında Nurcu liderlere yönelik tehdit içerikli bir mektup yazılmıştır. Posta kanalıyla iletilen mektup-tan bir adet de hedef saptırmak amacıyla M. Doğan’ın Muş’taki adresine gönderilmiştir.”

SEYİDLER HAKKINDA ÇİRKİN İDDİA

“Mehmet Doğan, ‘Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt olmayan şeyh ile seyitlerin hepsinin Yahudi olduklarını, seyitlerin yaklaşık 300 sene önce bölgeye Yahudiler tarafından yerleştirildiklerini, Yahudiler’in bu yolla ileride gerçekleştireceğini düşündükleri İslam inkılabının önüne geçmeyi hedeflediğini’ belirtmektedir.”

ACZ-İ MENDİ GRUBU GİBİ HAREKET EDİYOR

“Nurcu kesimin genelinde Risale-i Nur talebesi olarak kabul edilmeyen Mehmet Doğan liderliğindeki Tahşiye Nurcu grubu fevri davranması, Acz-i Mendi grubu gibi radikal tavırlar takınıp tarikat gibi hareket etmeye alışması nedeniyle eleştirilmektedir.”

TSK'DA ÖRGÜTLENMEK İSTİYORLAR

“İçe kapanık bir yapıyı muhafaza eden ve şiddet yanlısı cihat anlayışı ile diğer Nurcu gruplardan da farklılaşan Tahşiyeciler, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de örgütlenmek gerektiğini ifade etmektedir.”

KENDİNİ MEHDİ İLAN ETMİŞ

“1995 yılı içerisinde Mehmet Doğan, cemaat çevresinin de desteğini alarak kendisini ‘Mehdi’  ilan etmiştir.  Daha sonra şartların tam oluşmadığını fark ederek iddiasından geri adım atmak zorunda kalmıştır.”

Bugün