Atilla Dorsay Türk Okullarına Sahip çıktı

Atilla Dorsay Türk Okullarına Sahip çıktı
Güncelleme:

Atilla Dorsay Türk Okullarına Sahip çıktı

Atilla Dorsay Türk Okullarına Sahip çıktı
T24 Yazarı Atilla Dorsay bugün köşesinde Erdoğan'ın eleştirdiği Türk Okullarına sahip çıktı


 Birkaç haftadır Pazar günleri bu köşede, haftanın sinema ve sanat (kitap, tiyatro, müzik) olayları üzerine izlenimler sunan bir tür ‘kültür magazinı’ vermeye çalışıyorum. Ancak politika öylesine baskın ki, kimi ‘acil’ siyasal olaylardan söz etmemek de kolay değil.

İşte en son, hazretin Etiyopya (birzamanlar Habeşistan derdik!) gezisinde patlayan ‘Türk okulları’ sorunu. Yani Fethullah Gülen’in girişimiyle, 90’lardan itibaren dış ülkelerde açılan ve evrensel bir öğretim programı içinde o ülkenin dili ve kültürünü bizim, yani Türkiye’nin kültürüyle yoğurarak sunan o görkemli girişim. İlk günden beri Özal’dan Demirel’e, Ecevit’ten Türkeş’e, Gül’den Arınç’a ve elbette Tayyip Erdoğan’a gelmiş-geçmiş tüm lider siyasetçiler tarafından övülüp yüceltilen bir eğitim seferberliği.

Başlarda laik bir aydın olarak benim de kuşkularım vardı: Acaba bu okullar din ağırlıklı bir eğitim mi veriyor, dışardaki görüntüsü ülkemizin laik temelli eğitimine ters düşüyor mu diye... Ama bunca yıl boyunca, sayısız aydın kafa ve kalem gidip gördükleri bu okulların çağdaşlığını övdüler, dış ülkelerde bizi, asıl kimliğimizi ve kültürümüzü, inancı da dışarda bırakmayan biçimde nasıl tanıttığını anlattılar.

Şimdi, 2015 yılında, ‘Türk Okulları’nın kabaca 25. yılında olana bakınız...Türkiye cumhurbaşkanı, kıtaların en az gelişmişi, en sorunlusu olan ‘kara kıta’nın yine talihsiz bir ülkesini ziyaret ediyor. Ve o ezik topluma, onun sorunlarına yakın duran, ona anlayışla bakan, “ağabey ülke”den ona destek getiren bir söylem yerine, hiç bilip ilgilenmedikleri bir meseleyi, Türk okullarını şikayet eden bir nutuk çekiyor!...

Böyle bir şey olabilir mi? Bir siyasetçi kendi ülkesinin kaynaklarından fışkırmış ve dünyada Türk adını duyurmuş/duyuran böylesine bir mali ve kültürel büyük yatırımı, bir hamlede yok etmeye girişebilir mi? Hem de sorunu kendi içimizde çözmek yerine, katıldığı tüm yabancı platformlara taşıyarak!...

Neymiş? O okulları kapatmalıymışlar. Yerlerine bizim Milli Eğitim Bakanlığı okul açacakmış. Yahu, o bakanlık habire değiştirdiği, oyuncak gibi oynadığı milli eğitimimizi çökme aşamasına getiren o bakanlık, onca dış ülkede ne yapacak, nasıl yapacak?

Zaman’da Emre Demir şöyle demiş: “Devlet, büyükelçilik ve THY seferlerinden 15-20 yıl önce Afrika’ ya gitmiş kendi vatandaşlarının aleyhine çalışıyor”. HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan “Ankara’nın göbeğindeki okulların sorununu çözemeyen bir devlet, Etiyopya’da nasıl okul açacak?” diye sormuş.

Abdülhamit Bilici ise şöyle yazmış: “Ülke olarak yaşadığımız bu olağanüstü dönem, bir gün mutlaka bitecek. O gün geldiğinde, destansı bir fedakarlığın meyvesi olan, Mevlana, Yunus, Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaş’ların ruhunu yaşatan okullara savaş açanlar, utancından saklanacak yer arayacak”. Ne diyelim? Amin!...

Yazının Tamamı için TIKLAYIN