AYM:Devletin ihmali araştırılmadan Dink soruşturması bitmez

AYM:Devletin ihmali araştırılmadan Dink soruşturması bitmez
Güncelleme:

Anayasa Mahkemesi, Hrant Dink cinayetiyle ilgili ‘ihlal' kararının gerekçesini açıkladı.

Olayda ihmalleri olduğu ileri sürülen kamu görevlileri hakkında işlem yapılmadığına dikkat çekti: “Cinayetin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen halen ifadeleri alınamamış, olaydaki rolleri saptanamamıştır. Soruşturma bir bütün olarak etkisizdir.”


Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili yargı sürecinde önemli bir gelişme yaşandı. Dink ailesinin yaptığı bireysel başvuruyu geçtiğimiz temmuz ayında neticelendirip, ‘ihlal' kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM), verdiği hükmün gerekçesini açıkladı. Burada önemli tespit ve uyarılarda bulunan Yüksek Mahkeme, özellikle olayda ihmali olduğu ileri sürülen kamu görevlilerinin durumuna dikkat çekti. Kimlikleri tespit edilen İstanbul ve Trabzon'daki kamu görevlilerinin cinayetin üzerinden uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen halen ifadelerinin bağımsız adli birimlerce alınamadığı, olaydaki rollerinin saptanamadığı vurgulandı. Öldürülenin yakınlarının ancak kendi çabaları ile soruşturma sürecinden haberdar olabildikleri ya da katılabildikleri belirtilen gerekçeli kararda, “Soruşturmanın makul bir özen ve hızla yapılamadığı anlaşılmış olduğundan, hakkın özüne zarar verecek şekilde yürütülen bu soruşturmanın bir bütün olarak etkisiz olduğunun kabul edilmesi gerekir." denildi.

Soruşturmayla ilgili ölenin yakınlarına çok katı bir tutum takınılmaması üzerinde duran AYM, Dink ailesi üyelerinin Anayasa'nın 17. maddesinin ihlal edildiği iddiasını haklı buldu. Öldürme olaylarına yönelik devletin kapsamlı ve etkin bir cezai soruşturma yönetmesi yükümlülüğü olduğu belirtilen gerekçeli kararda özetle şu bilgilere yer verildi:

“Önleyici tedbir alınmaması sonucu meydana gelen can kayıplarından devletin sorumluluğunu gerektiren durumlarda Anayasa'nın 17. maddesi gereğince oluşturulması gereken ‘etkin bir yargısal sistem' kapsamında, etkinliğe dair belirlenmiş asgari standartları karşılayan ve soruşturmanın bulguları çerçevesinde adli cezaların uygulanmasını sağlayan bağımsız ve tarafsız bir resmi soruşturma usulünün bulunması gerekir. Bu gibi davalarda yetkili makamlar büyük bir gayretle, ivedilikle çalışmalı ve ilk olarak olayın meydana geliş koşulları ile denetim sisteminin işleyişindeki aksaklıkları ele almalı, ikinci olarak da söz konusu olaylar zincirinde herhangi bir şekilde rol oynayan devlet görevlileri ya da makamları tespit etmek için resen soruşturma açmalıdır.

Adli birimler, yeterince hızlı ve özenli davranmamıştır. Kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin mevzuatın uygulanmamasında gerekli özeni göstermemiştir. Kamu görevlilerinin soruşturulması hususunda izlenen yöntemlerde hatalar bulunmaktadır. Olay kapsamında ihmalleri olduğu ileri sürülerek kimlikleri tespit edilen İstanbul ve Trabzon'daki kamu görevlilerinin cinayet üzerinden uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen halen ifadeleri bağımsız adli birimlerce alınmamış, olaydaki rolleri saptanamamıştır.”

Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, kardeşi Orhan Dink ve çocukları Delal, Arat ve Sera Dink, Anayasa Mahkemesi'ne hak ihlali başvurusunda bulunmuştu. Dink ailesi, soruşturmanın makul bir özen ve hızla yapılmadığını, soruşturma dosyasının kendilerine karşı gizli tutulduğunu, muhtemel şüphelilerin cezasız bırakıldığını, AİHM kararının gereklerinin yerine getirilmediğini ve kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verilmediğini vurgulamıştı.