Bugün yazarı Nuh Gönültaş: Hey gidi Bülent Arınç hey !

Hey gidi Bülent Arınç hey! Diyor ki:

"İki tarafı da yakından tanıyorum. İçim yanıyor ama bazı olayları görmezden gelemeyiz. Bir şeylerin ortaya çıkması lazım. Belli yerlerde yuvalanmış insanların artık bu işlerden vazgeçmesi lazım iki. Üç, bir de tabi 'biz bunları yaptık ama kusura bakmayın bizi affedin' demeleri lazım."

Bülent Arınç'tan "İçim yanıyor" dedikten sonra geleneksel karakterine uygun olarak arkasından da birkaç damla gözyaşı dökmesini beklerdim.

İçi yanıyormuş ama yapılanları da görmezden gelemezlermiş çünkü iki tarafı da iyi tanıyormuş!

Bence Bülent Bey böyle konuştuğuna göre hiçbir tarafı da tanımıyor.

Hatta iddia ediyorum şu sıralar kendisini de tanımıyordur.

Söylediği cümlenin özeti şu: Siz suçunuzu itiraf edin, önümüzde diz çöküp af dileyin, biz de size karşı uyguladığımız haksız hukuksuz eylemlerden vazgeçelim. 

Yani Bülent Arınç diyor ki: "Herkes diz çöktü, siz de diz çökün." İşte bu sözlere, haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin ve dahi vicdansızlığın itirafı derler.

Demek ki yaptığınız bütün zulümler özür diletmek ve diz çöktürmek için öyle mi?

Size bir şey söyleyeyim mi Bülent Bey:
Sizi daha merhametli, daha hakkaniyetli bilirdim. Ama sizin de "Bunlara su bile yok” diyen adamdan, bütün insanları önünde diz çökmüş olarak görmek isteyen adamdan hiç farkınız yokmuş!

"Özür dileten Türkiye" dediğiniz bu muydu?

Asıl işinizi yapmıyorsunuz veya yanlış yapıyorsunuz, hatta birçok konuda hiçbir şey yapamıyorsunuz ama hırsızlığı onaylamayan milleti diz çöktürmek ve özür diletmek için ne taklalar atıyorsunuz! Fakat beceremiyorsunuz. Çünkü güvercinler bile sizden daha iyi takla atıyor!