Can Erzincan TV hedef büyüttü!

Can Erzincan TV hedef büyüttü!
Güncelleme:

Kanaltürk ve Bugün TV'den ayrılıp Can Erzincan TV'de yayın yapmaya başlayan ekip \"en çok izlenen haber kanalı olacağız\" iddiasında.

28 Ekim Çarşamba günü saatler 16.34'ü gösterdiğinde iki kanalın ekranı kayyum kararıyla siyaha düşürüldü! Bu görüntülere şahit olan CanErzincan TV Yönetim Kurulu Başkanı Recep Aktaş kanalını arayıp talimat verdi: “Kanalımız özgür medyayı savunanlara açıktır. Gelip buradan yayınlarını sürdürebilirler, cümlelerini ekrana yazın.” Talimat ekrana yansıtıldı, medya özgürlüğünü savunanlar, CanErzincan TV'ye taşındı. İşte o günden beri ‘Özgür Medya' sloganıyla bir ulusal kanal gibi yayın yapan televizyonun hikâyesi.

Yerel kanal deyince aklımıza sıcağı sıcağına yayın yapan haber bültenleri, gündeme damga vuran açık oturumlar, yüksek bütçeli diziler, magazin dünyasının son gelişmelerini takip edeceğiniz programlar ve prodüksiyon harikası talk showlar gelmiyor. Öyle ki kumandamızdaki kanal sıralamasında ilk 10'a giren yerel kanal yok. “Akılsız cep telefonuyla mı çekiyorlar ya bu programı!” şeklindeki esprilerle görüntü kalitesi de eleştiriliyor, şarkıya-türküye dayanan halaycı yayın anlayışları da… Ancak CanErzincan TV, bu anlayışı tersine çeviriyor. Hem de ‘Özgür Medya' sloganıyla…

Malumunuz 28 Ekim'de Koza-İpek Yayın Grubu'na ait Kanaltürk TV ve Bugün TV'nin yayını kesildi. O gün gazeteciler darp edildi, kameraların kablosu söküldü, reji odasına sığınan genel yayın yönetmeni ve muhabirler son dakikaya kadar yayını sürdürdü. Saatler 16.34'ü gösterdiğinde ise ekran siyaha düştü. Bu görüntülere şahit olan CanErzincan TV Yönetim Kurulu Başkanı Recep Aktaş, kanalını arayıp talimat verdi: “Kanalımız özgür medyayı savunanlara açıktır. Gelip buradan yayınlarını sürdürebilirler, cümlelerini ekrana yazın.”

Talimat ekrana yansıtıldı, medya özgürlüğünü savunanlar soluğu CanErzincan TV'de aldı ve Özgür Bugün, sesini bu yerel kanaldan duyurmaya başladı. Kanaltürk'ün sabah haberlerini sunan Turan Görüryılmaz, ilk gün 12 saat canlı yayında kaldı. Akabinde Bugün TV editörlerinden Fatih Akalan, nöbeti devraldı, anbean yayına devam edildi. Basın özgürlüğünü savunanlar kanala akın ederek medyayı susturma girişimine güçlü bir tepki verdi.

YAYINLARINI TASVİP ETMEDİĞİM TELEVİZYONLARA DA KAPIMI AÇARIM

\"\"

Recep Aktaş, kanalını özgür basının kalesi haline getirdiği için memnun. Ancak aldığı tehdit telefonlarının ardı arkası kesilmiyor. Görüşmemiz esnasında gelen telefonlardan birinde, “Bize kazık attın, gününü göreceksin, bundan sonra kork!” şeklinde yankılanıyor ahizenin ucundaki ses. Aktaş, “Allah'tan başka korkacak kimsemiz yok. Bugün yayıncılığını tasvip etmediğim medya kuruluşlarına da baskın yapılsa aynı çağrıda bulunur, kapılarımı açarım. Basın özgürlüğünden yanayım.” diyor. Sonrasında CanErzincan'ın hikâyesini anlatmaya başlıyor.

Sanayi Mahallesi'nde, Halay Düğün Salonları'nın binasında yer alan CanErzincan TV, ilginç atmosferiyle karşılıyor bizi. Asansöre bindiğimiz anda başlayan dans müziği bir yana, kanalın koridorlarını süsleyen bol manzaralı tablolar diğer yana… Kanal, Anadolu'nun bağrından yayın yapıyor adeta.

Kanalın sahibi 55 yaşındaki Recep Aktaş, renkli bir kişilik. Bağlamasına eşlik eden türkülerden, mucit yönünden, ülkücü damarından, siyaset sahnesine çıkma teşebbüslerinden, gazetecilik geçmişinden bahsediyor ve tabii ki asıl mesleği öğretmenlikten…

Aktaş, yıllarca öğretmenlik yapmış ancak kendi tabiriyle kabına sığamamış ve mesleğini bırakmış. Bir süre ticaretle uğraşmış, Erzincan depreminde işleri altüst olunca iflasın eşiğine gelmiş. Yeniden öğretmenliğe dönmüş. Adıyaman'ın bir köyünde onlarca çocuğu okutmuş. O yıllarda köyde ilkokul beşi bitiren öğrenci yokmuş. Aktaş, talebelerini ilkokuldan mezun etmiş, hepsini götürüp ortaokula yazdırmış. Yine yerinde duramamış. Bu sefer gazeteciliğe merak sarmış. Çıkardığı CanErzincan adındaki yerel gazete 10 yıl boyunca Türkiye'nin dört bir yanında satışa sunulmuş. İnternetin yaygınlaşmasıyla gazete satışları düşünce CanErzincan televizyonu vücut bulmuş. O da hayli meşakkatli olmuş tabii. Aktaş, işadamı ve bürokrat hemşehrilerinden beklediği desteği görememiş. Onun bugünkü tehditlere eyvallah etmemesinde kanalın kuruluş sürecinde karşılaştığı olumsuz tavırlar da etkili belki. Zira “İşin mi yok, git öğretmenlik yap.” diyen çok olmuş. Ailesi desteklemiş desteklemesine ama gönülsüzce. Aktaş, “Hepsini borca harca soktum, bir aylık maaşım evime girmedi. Gazeteydi, televizyondu bu yolda harcandı hep.” diyor. Medyaya olan merakının kaynağından da bahsediyor: “Bu ülkede söz söyleyebilmek için ya güçlü bir partiden siyasete atılacaksın ya da kalem ehli olacaksın. Belediye başkanlığına aday oldum ama az bir farkla kaybettim. Madem orada söz sahibi olamıyordum, medya kanalıyla halkıma ulaşmak istedim.”

Bu kanalı tırnaklarıyla kazıya kazıya var ettiğini söyleyen Aktaş, stüdyodaki elektrik tesisatını bile kendi döşemiş. Yeri gelmiş kameramanlık yapmış, yeri gelmiş sesçi olmuş. Gündüz bağlamasını eline almış, türkü programı yapmış, akşam Özel Gündem adını verdikleri programda siyasî tartışmalara katılmış. Nitekim son iki dönemde MHP'den milletvekili aday adayı da olmuş. Ancak umduğunu bulamamış.

Ülkücü olduğunu, gençliğinde birkaç defa sürgün yediğini, Dev-Sol'un halk mahkemelerinde yargılandığını ve son anda kurtulduğunu anlatan Aktaş, mazlumun yanında olmayı o yıllarda öğrendiğini ifade ediyor. Hak ve özgürlükler adına o günden bugüne mesafe kat edilemediğini üzülerek belirten Aktaş, “Kanalın kapılarını açmakla ekstra bir iş yapmadım. Gelenlerin hangi görüşü savundukları, neye mensup oldukları beni ilgilendirmiyor. Her siyasî partiye yer veriyorlar. Bana da cemaatçi diyebilirler, değilim. Direnebildiğim kadar direneceğim, tehditlere boyun eğmeyeceğim. Demokrasiye ve basın özgürlüğüne inanan biri olarak kapılarımı açtım.” açıklamasında bulunuyor.

PERSONELİN MESAİSİ ÜÇ KATINA ÇIKTI

CanErzincan TV'de dört teknik eleman, birer tane de kameraman, sesçi, yönetmen, resim seçici ve altyazı yazan personel bulunuyor. Bunların haricinde sekreter ve doğrudan satış elemanı var. Hepsinin iş tanımı belli olsa da herkes bir diğerinin işini yapabiliyor. Örneğin çay servisi ve getir-götür işleri için alınan Ömer Faruk Aydın, “Ben burada her şeyim.” diyor. Söylediğine anlam veremeyince, “Yeri gelince kameraman yeri gelince alt yazıcı…” diye ekliyor. Ulaştırmaya bakan Ali Akgün de konukları getirip götürdüğünü, bunun yanı sıra kameramanlık yaptığını anlatıyor. “İşinizi severek yapınca yorucu gelmiyor. Eskiden en fazla dört-beş saat mesai yapıyordum. Şimdi 12 saat çalışıyorum ama hiç dokunmuyor. İşin bir ucundan tutabiliyorsak ne mutlu.” diye konuşuyor. Daha önce bir başka yerel kanalda çalışan Ceren Akpınar da halinden memnun. CanErzincan'da rejide görev yapıyor. Özgür Bugün'ün burada yayına başlamasıyla haberciliği öğrendiğini, kendini geliştirdiğini, kanalının özgürlükçü tavrından dolayı gurur duyduğunu ifade ediyor. Kanaldaki teknik yetersizlikler ya da herkesin her şeyi yapması onları rahatsız etmiyor. Aksine, bu hal ekip ruhunu canlı tutuyor.

‘EN ÇOK İZLENEN BEŞ HABER KANALI ARASINA GİRECEĞİZ'

\"\"

Bugün TV editörlerinden Fatih Akalan'ı canlı yayındaki meslektaşına çay servisi yaparken yakalıyoruz. O da CanErzincan personeli gibi her işe koşuyor, şimdilik. YouTube ve radyo yayınına geçmek için telefon görüşmelerini yapıyor. Her şey spontane gelişiyor. Akalan, Bugün TV'deki imkânlarla buradakileri kıyaslamadığını, baskıya boyun eğmeyip gazeteciliğe devam ettiklerini ifade ediyor. Üç kamerayla yayın yaptıklarını, gerekirse tek kamerayla bile yayın yapabileceklerini belirten Akalan, SD yayıncılıktan HD yayıncılığa geçtiklerini, 4'e 3 denilen eski sistemden sinema görüntüsüne daha yakın olan 16'ya 9 sisteme geçtiklerini aktarıyor. Her şeyin yolunda gitmesi halinde üç ay içinde Türkiye genelinde en çok izlenen ilk beş haber kanalı içinde olacaklarını iddia eden Akalan, CanErzincan isminin sempatik olduğunu, bu sempatinin marka değeri açısından avantaja dönüşeceğini söylüyor.

Peki, canlı yayın üzerine kurulu bir iş yaparken hiç mi aksama olmuyor? Elbette oluyor. Örneğin Akalan, sabah 7-9 kuşağına Cihan Haber Ajansı'nın bültenini girmesini söylemiş personele. Sabah aradığında ise arkadaşın, “Uyuyakalmışım, bülteni giremedim.” cevabıyla karşılaşmış. Normalde reklamın üç dakika sarkmasının bile skandal olduğunu dile getiren Akalan, bu ve benzeri durumlarda kimsenin endişelenmediğini anlatıyor. Telefonda doğrudan satış yapan personelin artık konuk koordinatörü olduğunu, sekreterin konukların ulaşımını koordine ettiğini ifade eden Akalan, az personelle çok iş yaptıklarını belirtiyor.

‘YORGUNLUK VAR AMA YILGINLIK YOK'

\"\"

Kanaltürk'ün sabah haberlerinden tanıdığımız Turan Görüryılmaz, CanErzincan'ın kapısından girdiği andan itibaren mesleğe yeni başlıyormuşçasına heyecan duyduğunu ifade ediyor. Televizyonculuk anlamında teknik imkânların yetersiz olduğunu söyleyen Görüryılmaz, ‘İmkânlarımız bu' deyip kolları sıvadıklarını anlatıyor. O, mesaisi bittikten sonra gelip gönüllü çalışmak isteyen televizyoncu arkadaşlardan bahsediyor. Birçok meslektaşının coşkuyla katkıda bulunmak istediğini anlatan Görüryılmaz, “CanErzincan baskının ve medyayı susturma girişimlerinin simgesi haline geldi. Son kalmış özgür medya platformu olarak görülüyor.” diyor. İlk gün 12 saat canlı yayın yapan Görüryılmaz, yorgun olduğunu ama kesinlikle yılgın hissetmediğini dile getiriyor: “Bugünün kayyumlarının gururla anlatacakları hikâyeleri olmayacak. Biz ise onurlu bir mücadelenin hikâyesini bırakacağız geride.”