Erdoğancı-Davutoğlucu kavgası giderek büyüyor

Erdoğancı-Davutoğlucu kavgası giderek büyüyor
Güncelleme:

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan'ın "bunaldık" yazısıyla başlayan, Aydın Ünal'ın "hamam böcekleri" twitiyle süren kavgayı Fuat Uğur sürdürdü...

İktidar yanlısı medyada bazı isimlerin yazı ve sosyal medya paylaşımları üzerine başlayan kavga giderek alevleniyor...

Fuat Uğur, kendisini eleştirenleri "Davutoğlu'nun medyadaki adamları" olarak ilan etti..

Hem de aralarında yıllarca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın metin yazarlığını da yapan AK Parti Ankara Milletvekili Aydın Ünal'ı da "Davutoğlu'nun adamı yaptı...

Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur ve A Haber programcısı Cemil Barlas'ın, Meclis'te kendini kelepçeleyen Aylin Nazlıaka'ya yönelik twitter paylaşımları büyük tepki toplamıştı.

EVE HAMAM BÖCEKLERİ GİRDİ AMA BAHAR TEMİZLİĞİNDE GİDERLER

Bunun üzerine Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, "Çok bunaldık be reis" başlıklı bir yşazı yazdı ve isim vermeden Fuat Uğur ile Cemil Barlas'ı eleştirdi...

İsmail Kılıçarslan'ın bu yazısını alıntılayan Yeni Şafak yazarı ve Erdoğan'ın eski metin yazarı Aydın Ünal da "İsmail kardeşim yine pek güzel, pek gönülden yazmış. Lakin, eve hamam böcekleri girdi diye de bunalmayalım. Bahar temizliğinde giderler..." şeklinde Twitter mesajı attı...

Sosyal medyada isim vermeden devam eden kavgada Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, işi isim vererek kavga boyutuna geçirdi...

Kendisini eleştiren kalemleri "Davutoğlu'nun adamları" olarak suçlayan Fuat Uğur'un, "Davutoğlu'nun bütün adamları" ara başlığının altında isimlerini saydıkları arasında Aydın Ünal da vardı...

Hani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzun yıllar metin yazarlığını yapan AK Parti milletvekili olan Aydın Ünal...

Belli ki Fuat Uğur, kendisine "hamam böceği" benzetmesi yapan ve "bahar temizliğinde gidecekler" diyen Aydın Ünal'dan intikam alıyordu...

Aydın Ünal'ı "Davutoğlu'nun adamı" diye suçlarken "Mahallede bunan inanan çıkar mı" diye düşünme gereği bile duşmamış anlaşılan Fuat Uğur...

İşte Fuat Uğur'un yazısının ilgili bölümü:

KARAR, YENİ ŞAFAK, TV NET... VE TRT'DEKİ BAZI İSİMLER...

Medyanın içinden biri olarak bu sektörde Davutoğlu’nun hatırı sayılır oranda elemanının olduğunu söyleyebilirim. Kendisinin Başbakanlık görevini bırakmasıyla birlikte sayfa ve çalışan sayısını azaltmakla birlikte Karar gazetesinin hâlâ operasyonel biçimde devam ettiği, Yeni Şafak gazetesi, TV net vs. grubunun alttan alta Erdoğan karşıtlığına yakıt taşıdığı dikkate alınırsa hayli avantajlı bir pozisyon.

Dahası TRT’de ve pek çok medya grubunda yöneticisinden yazarına ve programcısına kadar epey adamı var Davutoğlu’nun.

Buna laikçi ana akım medyanın verdiği örtülü desteği (Hürriyet ve Sözcü) eklersek durumu daha iyi anlarız.

DAVUTOĞLU’NUN BÜTÜN ADAMLARI

Bu satırları tam yazmaya başladığımda Karar gazetesinde Erdoğan’ın şehit tabutunu omuzlarken çekilmiş fotoğrafının üzerine KRİTİK SANDIK manşeti atılması, Yeni Şafak’a röportaj veren Ahmet Davutoğlu’nun ince mesajları kayda değerdi doğrusu.

Bunun üzerine AK Parti milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın Twitter’dan “Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun sağlam duruşu duruşumuzdur. Selam olsun!” demesi, Başbakan Binali Yıldırım'a "Davutoğlu’ndan sonra düşük profilli bir başbakanımız oldu” diye hakaret eden Yeni Şafak yazarı ve milletvekili Aydın Ünal'ın Aylin Nazlıaka’nın kelepçeli eylemini pek beğenmesi gibi gelişmeleri de peş peşe okuduk.

Her neyse, sonuçta bu şeffaflık iyidir.

Evvelden ne müttefik belliydi, ne de sığınakların yeri.

TARİHİMİZİN EN SİNSİ REFERANDUM SÜRECİ BAŞLIYOR

Nitekim AK Parti teşkilatı içinde de çalışmaları vardı Davutoğlu’nun ve bu kadroları hâlâ faaliyetlerini sürdürmekteler. AK Parti MKYK kararlarıyla başbakanlık görevini bırakmak zorunda kalmasına neden olan da buydu. Tüm il ve ilçe teşkilatlarına tabanın tanımadığı ve bilmediği birtakım nevzuhur kişileri yerleştirmesi isyana sebep olmuş, teşkilat tabanı “Böyle giderse bu partiye zırnık oy çıkmaz” demeye başlamışlardı.

Tabii 15 Temmuz darbe girişimi gecesi “potansiyel lider” erken saatlerde sığınaktan haber verince, teşkilatlardaki bazı yöneticilerin neden müdahil olmakta geç kaldıklarını bugün anlayabiliyorsunuz.

Şimdi sureti haktan ve Erdoğan’dan yana görünerek “Çok bunaldık Reis, biz bu adamlarla yan yana mı anılacağız” diye yazılar döktüren yazarlarının 15 Temmuz gecesi saat 23.00’te bile neden “Aman sükûnette fayda var” diyebildiklerini de. Aynı kişinin ve benzerlerinin 17 Aralık’tan sonra da Fetullah Gülen amcasına toz kondurmamasını unutmuştuk ama artık acı biçimde hatırlıyoruz.

Kısaca tarihimizin en sinsi Referandum kampanyası sürecine girdik.

Yine de bu iyi bir şey.

Dedik ya artık kim olduklarını biliyoruz.

Ve “Yanımızda mısınız” diye sormuyoruz bile.