Savcının skandal talimatına karşı Avrupa'dan net tavır: Medyanın susturulması kabul edilemez

Savcının skandal talimatına karşı Avrupa'dan net tavır: Medyanın susturulması kabul edilemez
Güncelleme:

Savcının skandal talimatına karşı Avrupa'dan net tavır: Medyanın susturulması kabul edilemez

Savcının skandal talimatına karşı Avrupa'dan net tavır: Medyanın susturulması kabul edilemez

Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un tarafsız medyayı susturma girişimine Avrupa’nın tepkisi büyüyor. Dün, Avrupa Parlamentosu toplantısında konuyu gündeme getiren siyasiler sert eleştiriler yöneltti. Bodil Ceballos, basına yönelik tehdidin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı. Renata Sommer, “Türkiye artık Kopenhag Kriterleri’ni karşılamıyor.” dedi.

Avrupalı liberallerin lideri Sir Graham Watson’ın medyanın susturulması durumunda Türk ekonomisinin ölümcül bir darbe alacağı ikazının ardından Avrupa Parlamentosu’ndan (AP) da ‘endişe’ tonu yüksek açıklamalar geldi. Dün Strasbourg’da toplanan AP, basın ihlalleriyle ilgili AKP iktidarına sert eleştiriler yöneltilen Türkiye raporunu tartıştı. Raporu kaleme alan Hollandalı Sosyalist Kati Piri, savcılığın skandal talimatını yakından takip ettiklerini ve bu tür adımlardan endişe duyduklarını söyledi. Yeşiller Grubu gölge Türkiye raportörü Bodil Ceballos, devlet imkanları üzerinden basına yönelik tehdidin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı. AP Başkan Yardımcısı ve Liberal Grup gölge Türkiye raportörü Alexander Graf Lambsdorff, muhalif basının ‘çok ciddi bir tehlikeyle’ karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. AP’nin en büyük grubu Hıristiyan Demokratlar’ın gölge Türkiye raportörü Renata Sommer da Ankara’nın Kopenhag Kriteleri’nden hiçbirini artık karşılamadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeyi AB’den uzaklaştırdığını söyledi.

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye raporu tartışmalarına basın hürriyeti sorunları ile Rum Kesimi milletvekillerinin talepleri damga vurdu. Hollandalı Sosyalist Kati Piri’nin kaleme aldığı raporun müzakerelerinde söz alan çok sayıda AP üyesi Türkiye’de medya hürriyeti başta olmak üzere yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü alanlarındaki gerilemelere işaret etti. Tartışmalarda yine muhatabın Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan ziyade Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olması dikkat çekti. Yakşalık 2,5 saat süren tartışmalarda Davutoğlu’nun ismi zikredilmezken, Erdoğan’la ilgili ‘sultan’ ve ‘Putin’ gibi benzetmeler yapıldı. Erdoğan’ın 7 Haziran seçimlerinden istediğini alması durumunda Türkiye’nin otoriter bir devlet olacağını savunan bazı milletvekilleri AB’nin müzakere sürecini ciddiye aldığını gösterme vaktinin geldiğini kaydetti. 

 

RAPORUN ADI ‘GERİLEME’ OLSUN

Bazı üyeler AP Türkiye raporunun, ‘Komisyon’un İlerleme Raporu üzerine değerlendirme’ olan resmî isminin ‘gerileme raporu’ olarak değiştirilmesi gerektiğini çünkü AKP iktidarının ülkeyi hızla Kopenhag Kriterleri’nden uzaklaştırdığını vurguladı.

Yeşiller Grubu gölge Türkiye raportörü Bodil Ceballos oturumda Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un muhalif medyayı susturma talebini gündeme getirerek, devlet imkanları kullanılarak basının tehdit edilmesinin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı. Yaklaşan 7 Haziran seçimleri ile ilgili hile iddialarının her geçen gün artarak gündeme geldiğine işaret eden Ceballos, seçimlerin ‘adil ve hür şekilde yapılmaması’ durumunda sert tepki verilmesi gerektiğini kaydetti.

 

SAVCININ TALEBİ ÇOK ENDİŞE VERİCİ

Yeşiller Grubu Başkan Yardımcısı Ska Keller de Savcı Coşkun’un muhalif basını susturma çabalarının ‘çok endişe verici’ olduğunu, son aylarda basın hürriyetine ilişkin kaygı verici haberlerin artarak devam ettiğini, basın hürriyetinin AB’nin temel değerlerinden olduğunun Ankara’ya net olarak iletilmesi gerektiğini söyledi. AP Genel Kurulu’ndaki tartışmalar öncesi bir basın toplantısı düzenleyen Piri de eleştirel basına yönelik son aylarda artarak devam eden baskılardan endişe duyduğunu vurguladı. Savcı Coşkun’un talebi sorulan Piri, gelişmeleri ‘çok yakından takip ettiklerini’ belirtirken Zaman grubu mensuplarının maruz kaldığı ayrımcılıktan da haberdar olduklarına dikkat çekti. Piri, bugün oylaması yapılacak raporun son yılların en eleştirel raporlarından biri olduğunu söyledi.

ELEŞTİREL BASIN CİDDİ TEHLİKEDE

AP Başkan Yardımcısı ve Liberal Grup gölge Türkiye raportörü Alexander Graf Lambsdorff ise Türkiye’de muhalif basın organlarının ‘çok ciddi bir tehlikeyle’ karşı karşıya olduklarına işaret etti.

Oturumun en eleştirel konuşmalarından birini yapan AP’nin en büyük grubu Hıristiyan Demokratlar’ın gölge Türkiye raportörü Renata Sommer da Türkiye’nin Kopenhag Kriteleri’nden hiçbirini artık karşılamadığını, Erdoğan’ın ülkeyi AB’den uzaklaştırdığını söyledi. Türkiye’deki gelişmelerle ilgili sert eleştirilerle birlikte Türkiye’nin stratejik önemine dikkat çeken konuşmalar da dikkat çekti.

YOLSUZLUK SORUŞTURMALARINA ÖRTBAS

17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarına dikkat çeken bazı AP üyeleri, Erdoğan’ın bu soruşturmaları başlatan polisleri hapse attığını, hakim ve savcıları işlerinden ettiğini, yolsuzluk iddialarının yayılmaması için YouTube ve Twitter’a yasak getirdiğini, böyle bir ülkenin AB üyesi olup olamayacağı sorusunu gündeme taşıdı. Bugün oylanacak sert raporun AP üyelerinden büyük oranda destek görmesi bekleniyor. Her yıl mart ya da nisan aylarında kabul edilen raporun bu yıl mayıs ayı sonuna ertelenmesinin yaklaşan seçimler öncesi Ankara’ya mesaj verme niyeti taşıdığı da belirtiliyor.

Bugün oylanacak raporda, 14 Aralık’ta Zaman ve Samanyolu’na yapılan baskınlar diplomatik dilde en ağır ifade olan ‘kınama’ ile eleştiriliyor. Raporda bir başka paragrafta medyaya yapılan baskılar, hükümetin eleştirel medyayı susturma çabaları da ‘kınanıyor’. 17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının örtbas edilmesine ‘derinden teessüf’ edilen raporda, iktidar Kürt açılımı ve Suriyeli mültecilerin ağırlanması konusunda takdir ediliyor. Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konularında endişelerin ifade edildiği raporda, HSYK ve MİT Kanunu ile ilgili kaygıların altı çiziliyor. İç Güvenlik Paketi de endişeleri artıran unsurlar arasında zikrediliyor. ZAMAN