Fatih Altaylı gönderildi mi?

Fatih Altaylı gönderildi mi?
Güncelleme:

Millet Gazetesi yazarı Ergun Babahan'a göre Fatih Altaylı da 'Alo Fatih' Kurbanı oldu. Babahan, bugünkü yazısında medyadaki operasyonları yazdı.

İşte Ergun Babahan'ın Bugünkü Yazısı;

Medyaya operasyon!

Cumhurbaşkanı Erdoğan medyayı yönetip yönlendirmede çok başarılı. 'Alo Fatih' tapelerinden yurt dışı gezilerde bile Fatih Saraç’ı arayıp MHP lideri Devlet Bahçeli’nin alt yazılarını kaldırttığını öğrenmiştik mesela.

HDP’yi anketlerde düşük gösteren araştırmalara müdahale edip manipülasyon yaptırdığı da o zaman ortaya çıkmıştı. MHP’den ve bağımsızlardan alıp HDP’ye ekleyen dönemin yayın yönetmeni, önce koltuğunu kaybetti, şimdi de bir süreliğine köşesini.

Çünkü Erdoğan’ı kızdırdı…

Erdoğan’ı rahatsız etmenin bedeli ağır. Çoğu insan zorunlu izne çıkmakla kurtulamıyor, ekmeğinden oluyor. Ya tam biat edeceksin, ya yok olacaksın… Bu dönemin şiarı bu. Askeri vesayet döneminde de medyaya baskı vardı ama bu kadarına gazetecilik meslek hayatımda rastlamadım.

ATTIRMAK İSTEDİKLERİ YAZARLAR

Şimdi kafayı tekrar Doğan Grubu’na taktılar. Ergenekoncularla, Balyozcularla uzlaşırlarken 28 Şubat’ı Aydın Doğan üzerinden gündeme getiriyorlar. Çünkü o grupta da izne çıkarılmasını istedikleri, yollanmasını arzu ettikleri kalemler var.

Hürriyet’in, CNNTürk’ün şu andaki yayın politikasından bile memnun değiller. Havuz medyasıyla aynı hizaya gelmesini, AKP’yi rahatsız edecek haberlere yer vermemesini istiyorlar.

Bu ortamda AB Bakanı Volkan Bozkır çıkıp ifade özgürlüğü ile ilgili yeni yasal düzenleme yapıp Avrupa Birliği standardının yakalanacağını söyleyebiliyor mesela. Böylece de insan zekasıyla alay etmiş olduğunun farkına varmıyor.

Türkiye, uzun zamandır basının özgür olmadığı ülkeler listesinde. Bunun nedeni ise yasal düzenlemeler değil. Bunun nedeni, iktidarın devlet gücü vasıtasıyla medya sahipleri üzerinde kurmuş olduğu düzen.

Sen istediğin yasayı çıkar. Bir telefonla gazeteciler işlerinden oluyor, yazıları sansürleniyor, programları yayından kaldırılıyorsa, o ülkede ifade özgürlüğünden bahsedilemez.

ÖZEL TETİKÇİ KALEMLER

Türkiye’nin medya düzeni çarpık ve kirli. Ancak AKP 12 yıllık iktidarında bu düzeni düzeltmek için çabalamadı. Eski çarpık düzeni kendi çıkarları amacında düzenlemeyi, kullanmayı arzu etti.

Eski dönemde askerin denetimindeki gazeteler Orhan Pamuk’u, Ahmet Kaya’yı, Hrant Dink’i hedef gösterirler, hayat bu insanlar için cehenneme çevrilirdi. Bu iş için tutulmuş özel tetikçi kalemleri vardı.

Dönem değişti. Şimdi o medyanın sahipleri hedef tahtasına oturtulmaya, tehdit edilmeye başlandı.

Geçmişte Kürt, Ermeni veya insan hakları meselelerine girince iktidarı kızdırırdın, bugün de yolsuzluk, saray haberleri yapınca, zeytin ağaçlarının havuz medyası sahiplerini zengin etmek için kestirildiğini yazınca kızdırıyor, hedefe konuluyorsun.

Susturulan her gazeteci, diğerlerine emsal gösterilip baskı ortamı daha da sıkılaştırılıyor. Halk yalanlarla uyutulmaya devam ediliyor.