''FETÖ'yle savaşan tek lider...''

''FETÖ'yle savaşan tek lider...''
Güncelleme:

Habertürk'ün çiçeği burnunda yazarı Oray Eğin yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın FETÖ ile mücadele eden tek isim olduğunu belirtti.

İŞTE  O YAZI:

Dünyaya FETÖ tehlikesini anlatmak zaten güç; bir de yurtiçindeki kamuoyunun belli bir kısmına bu tehdidin ne kadar hayati olduğunu defalarca hatırlatmak gerekiyor. Özellikle Beyaz Türkler, sık değişen gündemle belleğini kolaylıkla yitirmeye meyilli olduğundan her defasından sıfırdan başlamak gibi bir zorunluluk oluyor. Özellikle entelektüel elit kesim FETÖ’nün psikolojik savaşına alet olarak konuyu kapatmak, ertelemek derdinde gibi. Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarıyla FETÖ meselesi gündemde geri plana düşmüş gibi geliyor. Halbuki hem iç terör hem de dış ülkelere tehdit oluşturan örgütün bir saniye bile unutulmaması şart.

Bir süredir FETÖ’nün en tehlikeli noktaya geldiğini vurgulamaya çalışıyorum. 15 Temmuz’daki ağır yenilgilerinden sonra artık kaybedecek hiçbir şeyleri kalmadığı için gözleri döndü ve her şeyi yapmaya hazır noktaya geldiler. Bu yüzden Rusya Büyükelçisi’ne yönelik suikasttaki FETÖ izi geçiştirilemeyecek kadar önemli.

Dahası örgütün Pennsylvania’daki lideri Kırık Hoca hem neredeyse suçu üstleniyor hem de dolaylı yoldan tehdit savuruyor: “Bundan sonra da benzer olaylar olursa bizim üzerimize atacaklar.” Örgüt artık niyetini gizlemek zorunda bile hissetmiyor.

Epey bir zamandır FETÖ’nün bir mağduriyet masalı yaratarak hem yurtiçinde hem de yurtdışında sempati toplamaya çalıştığı da bir gerçek. Örgütün gerçek yüzünü bilmeyen ABD ya da Avrupa ülkelerinde ilk başlarda başarılı da oldu bu plan ama şimdi rüzgâr dönüyor. FETÖ başka mağduriyetlerle kendisini bir tutarak temize çekmeye çalışıyor. Bu tuzağa düşen de yine Türkiye’nin bir kısım entelektüel eliti.

Nitekim Kırık Hoca son açıklamasında bir mağduriyet havuzu oluşmasından ve kendilerinin de böyle anılmasından ne kadar memnun olduğunu açıkladı. Örgüt ilk günden beri başkalarının da mağduriyetini sahiplenerek kendisiyle eşitlemeye çalışıyor. Halihazırda aktif olan FETÖ hücreleri de yer yer akla operasyonlar yaparak bu oyuna katkıda bulunuyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını bile duymadığına emin olduğum Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’ın tutuklanması en çok FETÖ’nün propagandasına hizmet etmedi mi? Kırık Hoca son açıklamasında muhaliflere yapılan operasyonlardan memnuniyetini dile getirerek kripto hücrelerin varlığına da işaret etti. Neyse ki iki yazar salındı ve oyunun bir ayağı bozuldu. Oysa bu mağduriyet taktiğinde T24 vs. aydınları CHP’yi de etkiledi ve geçtiğimiz aylarda Kemal Kılıçdaroğlu büyük tepki çeken bir yoklama çektirerek Ahmet Altan gibi FETÖ taşeronlarını mitingde alkışlattı. Bir kesim entelektüel Gülen yıllarının kendilerine sağladığı imkânları, bedava gezileri, FETÖ’nün gazeteleri ve televizyonlarında kazandıkları paraları özlüyorlar. CHP ise kendi yetersizliğini görmeyip “Belki aradan sıyrılırım” umuduyla örgütün propagandasına dolaylı destek oluyor.

Doğrusu, FETÖ gündemden düşmeye başlayınca beni bir tedirginlik alıyor. Çünkü tam da örgütün istediği bu. Dikkat ediyorum, şu anda Türkiye’de FETÖ tehdidini ısrarla ve inatla gündemde sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan tutmaya çalışıyor. O zaman zaman hatırlatmazsa neredeyse unutulacak.

Benim pozisyonum başından beri belli: Türkiye’de FETÖ tehlikesine karşı savaşacak tek liderin Erdoğan olduğunu düşünüyorum. Tam belki bir alternatif çıkar, bu savaşı başkaları da üstlenir derken ya CHP’nin yoklama saçmalığı çıkı- yor ya da merkez basın meseleyi erteliyor. Oysa FETÖ partilerle, siyasi pozisyon almakla ilgili değil. Hepimizin geleceği için acilen bitirilmesi şart ortak bir tehdit.