Gazeteci-yazar Hayko Bağdat: Dink cinayeti, Ankara’nın dehlizlerinde örtbas edildi

Gazeteci-yazar Hayko Bağdat: Dink cinayeti, Ankara’nın dehlizlerinde örtbas edildi
Güncelleme:

Gazeteci-yazar Hayko Bağdat: Dink cinayeti, Ankara’nın dehlizlerinde örtbas edildi

HAYKO BAĞDAT: 'DİNK CİNAYETİ, ANKARA'NIN DEHLİZLERİNDE ÖRTBAS EDİLDİ'

Hayko Bağdat, "Muhsin Yazıcıoğlu’nu öldüren bir devletin sana bana ne yapacağını bilmemiz gerekir." dedi.

Gazeteci-yazar Hayko Bağdat, üzerinden 8 yıl geçtiği halde hâlâ aydınlatılamayan Hrant Dink cinayeti ile ilgili çarpıcı Zaman Gazetesine önemli açıklamalar yaptı.

Cinayetin Ankara’nın karanlık dehlizlerinde örtbas edildiğine dikkat çekti. Suikasttan sonra dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Dink’in eşi Rakel Dink’in yanına giderek bunu namus davası saydığını hatırlatan Bağdat, bugün Cumhurbaşkanı’nın cinayeti kendi siyasi kavgasına meze yapmaya çalıştığını söyledi.

Dink cinayeti, Ankara’nın dehlizlerinde örtbas edildi

 

Gazeteci-yazar Hayko Bağdat, üzerinden 8 yıl geçtiği halde hâlâ aydınlatılamayan Hrant Dink cinayeti ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.

Cinayetin Ankara’nın karanlık dehlizlerinde örtbas edildiğine dikkat çekti. Suikasttan sonra dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Dink’in eşi Rakel Dink’in yanına giderek bunu namus davası saydığını hatırlatan Bağdat, bugün Cumhurbaşkanı’nın cinayeti kendi siyasi kavgasına meze yapmaya çalıştığını söyledi. Suikasttan dönemin devlet kadrolarının sorumlu olduğunu ifade eden Bağdat, dönemin bürokratlarının soruşturmalardan muaf tutulmasına tepki gösterdi. “Hepsi yargıdan kaçırıldı, terfi aldı ve bu kadar yıllık süreçte varsa bir delil bunları temizleme imkânı buldular.” dedi.

Soruşturulması gereken isimlerin masumiyetine inanmadığını da dile getiren Hayko Bağdat, listedekilerin bir kısmının hâlâ Bakan, emniyet müdürü, vali ve MİT bölge şefi olduğuna işaret etti. MİT’in “istihbarat bilgimiz yoktu” açıklamasına da sert eleştirilerde bulundu. MİT’e “Niye Hrant’ı çağırdın ve uyardın o zaman? Buradaki emir komuta zinciri ne? Sana kim verdi bu emri?” sorularını yöneltti. MİT’çilerin sorgulanması için gereken izni Başbakanlık’ın vermediğinin altını çizdi.

Hayko Bağdat’ın konuyla ilgili tespit ve eleştirileri özetle şöyle: “Suikasttan 8-9 ay sonra Ergenekon operasyonları başladı. Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol gibi sembol isimler Dink’i sağlığında en çok tehdit eden kişiler olarak direkt şüpheli sıfatıyla gözaltına alındı. Fakat cinayetle ilgili soru sorulmadı. Ergenekon yapılanması Hrant’ı öldürmek istemiş olabilir mi? Elbette, şüphem yok. Başlatacakları Ergenekon operasyonunun toplumsal zeminini oluşturmak için cinayete göz yummuş olabilirler mi, elbette. İktidar cinayetin aydınlatılmasına mani olacak hareketleri, kendi kadrolarının parmağı olduğu için yapmış olabilir mi? Elbette.

 

Bu cinayet külliyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin o dönemi yöneten bütün kadrolarının cinayetidir. Hepsinin kafasında beyaz bere vardır. Kimin ölüsü üzerinden politik çıkarlarımızı ve egemenliğimizi sürdürürüz mantığı ile hareket ediliyor. Cinayetten 3 gün sonra yapılması gereken şeyler, Cemaat’le kavga ettiği için sadece Cemaat’e yakın olduğu düşünülen kişiler üzerine yıkılmaya çalışılarak devam ediyor. Muammer Güler’in valilik makamında Hrant Dink MİT tarafından tehdit edildi. Bu adamın bakan olmasına mani olacak, sicil olarak, daha ne olması lazım? 

Cumhurbaşkanı dün, “Dink’i yazılarını hazmedemeyen gençler öldürülmüş. Arkasında başka bir şey yok.” derken bugün Cemaat’i cinayetle ilişkilendirmeye çalışıyor. Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah,  Hüseyin Çapkın yolsuzluk soruşturmalarını hükümete haber veremediği için görevden alındı. Dink döneminde o polis şefleri, savcılar niye terfi aldı o zaman? Katille fotoğraf çektiren polis şefi emniyet müdürü oldu. Bütün olağan şüpheliler baş tacı edildi. Muhsin Yazıcıoğlu bir cinayet ise onun da aydınlatılması için elinmizden geleni yapmalıyız. Çünkü Yazıcıoğlu’nu öldüren bir devletin sana bana ne yapacağını bilmemiz gerekir.

Devleti teröristten ayıran tek şey, hukuk

YAZININ DEVAMI