Hakaretler havada uçuşuyor

Hakaretler havada uçuşuyor
Güncelleme:

Murat Kelkitlioğlu Hürriyet'in iki keskin kalemi Ertuğrul Özkök ile Ahmet Hakan'ı sert dille eleştrimişti. İkili arasındaki söz düellosu öyle boyutlara vardı ki \"şerefsiz, fırıldak, topaç\" gibi hakaret havada uçuştu.

İŞTE KELKİTLİOĞLU'NUN AKŞAM'DAKİ YAZISI:

Bak Ertuğrul Özkök, nam-ı diğer ‘Topaç Ertuğrul’! Hiç kusura bakmayın, O ve onun gibilerin kullandıkları dille yazıyorum. Benim ‘Ahmet Hakan tamam, Özkök direniyor’ başlıklı yazıma dün cevap vermiş Özkök. Vermiş vermesine de, yine o iğreti ağızdan kurtulamamış. Diyor ki; “Ben, PKK silah bırakmadığı, teröre devam ettiği sürece, sonuna kadar devletimizin ve askerimizin yanında olacağım. Bunu bin kere ispatladım, senin o fırıldak kafan istiyor diye bin birinci defa ispatlamak mecburiyetinde değilim...”... Özkök yazıyor, yazıyor ve son olarak da, “…Çünkü yarın geriye baktığım zaman yine aynı şeyi söylemek istiyorum. İyi ki böyle yapmışım” diyor.

Medyadaki duruşu açısından kitaplara bile konu olan Özkök, beni ‘fırıldak’ olmakla suçluyor. Bu meslekte ‘omurgasız’ tanımına cuk oturan bu zatın gelen şehit haberlerini dert ettiğini iddia etmesi o kadar komik geliyor ki bana.
Devletin ve askerin yanındasın öyle mi? Senin ne zaman askerin yanında olduğunu çok iyi biliriz. Bak; 28 Şubat.
‘Yarın geriye baktığımda iyi ki böyle yapmışım’ demek istiyorsun, öyle mi? Peki, bugün geriye baktığında ne görüyorsun? Ben söyleyeyim sana; attığın ‘Vay şerefsiz’ manşetini görüyorum. Bugünkü PKK terörünün bu hale gelmesinde o kadar günahınız var ki, burada yazmakla bitmez. Kürt halkını nasıl küçümsediğinizi, ‘kart kurt’ şeklinde aşağılık tanımlamalar yaptığınızı kimse unutmadı.
Bak senin 14 Şubat 1999 tarihinde Ahmet Kaya için attığın o manşetten sonra Kaya’nın eşi Gülten Kaya senin için ‘dolaylı cinayet’ işledi, diyor. Bak başka neler söylüyor:

AHMET KAYA'YI HATIRLA!

“O başlıktan sonra inanılmaz şeyler oldu bizim hayatımızda. Sokağa çıkamaz olduk. Yüzüne yerleşen ifadeyi unutamıyorum. Hayatım boyunca da unutmayacağım. Hrant Dink olayında olduğu gibi, siz bir süreci köpürtüp bir noktaya getiriyorsunuz. Sonra ‘buyurun’ diye atıyorsunuz önlerine. Kuşkusuz oradan çıkıp, sevgili Rakel’in deyimiyle bebekten yaratılmış bir katilin Ahmet’e fiilen zarar vermesi an meselesiydi. Onun için bazı gazeteciler Ahmet Kaya’nın aramızdan ayrılışına ‘dolaylı cinayet’ diyorlar. Çok kabul ediyorum bu tanımı. Bu bir dolaylı cinayettir. Bunda çok ciddi payı vardır o insanların. Onun için böyle ekranda falan ben konuşurken bile kirlendiğimi hissediyorum. Yani bu insanların bahsi geçtiğinde kirlendiğimi hissediyorum. Kirleniyorum adeta. Bu insanlar hala gazete yönetiyorlar, hala ekranlarda olabiliyorlar ve hala konuşabiliyorlar”.
Ne dersin Özkök? Yarını bırak, bugün geriye bakmaya hala var mısın?