Hülya Koçyiğit: Erdoğan büyük lider

Hülya Koçyiğit: Erdoğan büyük lider
Güncelleme:

'Akil İnsanlar Heyeti'nde de yer alan Türk sinemasının efsane ismi Hülya Koçyiğit sanattan siyasete bir çok konuda düşündüklerini açıkladı. 'Atatürk benim kahramanım' diyen Koçyiğit, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 'büyük bir lider' olarak tanımladı. Sanat

'ATATÜRK BENİM KAHRAMANIM'
*Taraf Gazetesinin bir anket sorusuydu Kahramanınız kimdir? Cevabınız: ‘Atatürk’ idi. İdeolojiniz, dünyaya bakışınız nasıl şekillendi? Mesela Hülya Koçyiğit, yürüdüğü yolun sağını mı, solunu mu tercih etti, Atatürk ona hangi konularda önderlik etti?
Çok güzel bir soru. Cumhuriyetimizin kurucusu, bizim milli mücadele kahramanımız, bize kişiliğimizi, kimliğimizi tekrardan armağan eden, herhangi bir bağımlılıktan kurtaran, özgür birey vatandaşlar olmamızı sağlayan, düşüncede özgürlük için hedef koyan büyük bir lider, büyük bir önder o, Türk kadınına, Türk sanatçısına verdiği değer. Benim için tabi ki en büyük idol, en büyük kahraman. Büyük ınkılapları hayata geçirmiş, onun için mukayese edilemez. 


'ERDOĞAN BÜYÜK BİR LİDER'
*Erdoğan’ın vizyon belgesi toplantısı sonrası:  “Karşımızda son derece dinç, enerjik, kararlı, kendine güvenen, Türkiye sevdalısı, büyük Türkiye vizyonu olan bir cumhurbaşkanı adayı vardı. Türkiye'nin çözüm sürecine, değişim talebine, özgürlüklerine, statükodan arınmışlığına gönül vermiş bir cumhurbaşkanı adayı. Kendisi bu söylemiyle ve vizyonuyla bana büyük güven verdi” dediniz Tayip Erdoğan için. Atatürk’ün açtığı yolda ilerlediği anlamına mı geliyor, bu güveni sizde sarsılma noktasına geldi mi, Erdoğan’ın liderliği konusunda ne diyeceksiniz?
Aynısını düşünüyorum. Büyük bir lider, o da bir Türkiye sevdalısı, hedefleri çok ileri. O da ülkenin vatandaşlarının daha özgür, daha eşit, daha müreffeh, herkesin işi, aşı, sağlık imkan olsun, bütün bunları aşmış bir ülke için çalışalım, dünyayı aşalım, dünya ülkeleri ile yarışalım, ve ülkemizde bugüne kadar başaramadıklarımızı başaralım, daha büyük yatırımlarla iş imkanlarını geliştirelim diye çabalayan bir insan olduğuna inanıyorum. Çözüm sürecine gelince, barışı dile getiren ve bunun arkasında duran bir lider olduğu için de, son 30 yılki acılarımıza ‘dur’ diyen bir lider olduğu için, buna inanıp, insanların buna inanması için çaba sarf ettiği için, kararlı olarak durduğu için, kendi siyasi yaşamı ile ilgili büyük bir riske girdiği için.

Çünkü barış kolay bir şey değil, savaşmak çok kolay. İnanıyorum onun iyi niyetine. Barış sonunda olacak diye ümit ediyorum. Bu ümit beni harekete geçirdi. Akil insan olmam konusunda bana bir görev tevdi edildiği zaman da, “Barış için seve seve” dedim. Benim de bir katkım olmasını isterim. O zaman ki Başbakanımızın samimiyetine ve kararlılığına da inandım ve hala aynı inancımı koruyorum. Fakat bu süreç içerisinde barışın çok zor tesis edilen bir şey olduğunu öğrendim.
Bir şiddet döneminde yaşıyoruz, komşu ülkelerde muazzam bir akım var, meselelerimizi konuşarak, anlaşarak değil, savaşarak, yüksek sesle halletmeye çalışıyoruz. Şiddet döneminin bize çok şey kaybettireceğinin farkına varmamız gerekiyor, kaybettiklerimizi geri kazanamayız ama zararın neresinden dönersek kârdır.  Ölümlerin büyük tortuları var dargınlıklar, gücenmişlikler var, haksızlığa uğramışlık var, bütün bunların atlatılması zaten zaman alacak, onun için ne kadar erken harekete geçilirse, o kadar iyi.


'DAVUTOĞLU TAM BİR AKİL İNSAN'
*Erdoğan ile başladığınız ama artık barış sürecinin başında Davutoğlu var…Ekim ayında Ahmet Davutoğlu'nun Akil İnsanlar Heyeti ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde yaptığı 10 saat 15 dakika süren toplantıya siz de katıldınız. Neler çıktı o toplantıdan ve Davutoğlu’nu konuya hakimiyet açısından nasıl buldunuz?
60 kişinin her biri süresiz konuştu. Zaman o kadar ilerledi ki…Ben Başbakanımızı son derece entelektüel, dünya, yöneticilik tecrübesi olan, tam manasıyla bir akil insan olarak gördüm karşımda. 10 saat onu tanımak için, onun fikirlerini öğrenebilmek için bayağı bir zamandı. Herkesi kucaklayan bir anlayışı vardı, tarih bilgisi ile beni adeta hayran bıraktı, bu kadar tarih bilgisi, insanları kucaklama duygusu, meselelere olan hakimiyeti, iradesi, dirayeti… bir çok yönüyle beni kendisine hayran bıraktı. Çok etkileyici idi.
Bugüne getiren nedenleri açıkladı, her türlü birlikte olmuşuz, yıllarca öyle bir kenetlenme, kaynaşma olmuş ki, son yıllarda yaşananların nedenlerini anlatırken çok bilgilendirdi. Çok geniş bilgisi olan bir insan. “Ben bir çok barış görüşmelerinde görev almış insanım” dedi. Filipinleri barıştırmak için gitmiş mesela. “Ama ben çözüm sürecine yerel olarak bakıyorum, biz kendimiz bu sorunu başarmalıyız, dışarıdan desteğe ihtiyacımız yok, çünkü biz birbirimizi biliyoruz, bu yerel bir projedir, çünkü ilk defa böyle bir şey başarılacak, İRA bile Amerika’yı araya koymak durumunda kaldı, bir çok ülkeyi barıştıran dışarıdan güçler oldu, bunu kendimiz başarmalıyız, kararlıyım” dedi. 

 

(HABER X)