Ilıcak AKTrolleri yazdı

AKTrollerden Çankaya danışmanlarına

Veda resepsiyonunda Abdullah Gül sükûnetle, Hayrünnisa Gül ise biraz daha kırgınlığını ve kızgınlığını belli eder şekilde konuştular. Onların tepkisi, sadece gazetelerde çıkan haber ve yorumlara değil, aynı zamanda, Twitter’da, AKTroller’in Çankaya’yı ve danışmanları hedef alan yazılarına yönelikti.

Şimdi bunların ne olduğuna bir bakalım:

Mesajlar, Gül’ün Ankara temsilcilerine verdiği resepsiyon üzerine yoğunlaştı. Bu resepsiyona Gül, Samanyolu Yayın Grubu Ankara temsilcisi Abdullah Abdülkadiroğlu ile Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici’yi davet etmişti. Bu davranışı AKTroller’i çok kızdırdı.

*AKKULİS: Abdülkadiroğlu adlı piçi cumhurbaşkanlığı resepsiyonuna çağıran, kriptolu piçe lanet olsun. Bu yaptığın piçliğin hesabını ağır ödeyeceksin. (Başbakan’a yakın bu isimler P.İ.Ç tabirini Paralel İhanet Çetesi anlamında kullanıyor. NI)

“Sayın @cbabdullahgul’e olan serzenişin sebebi, Çangal, Sever, İlter gibi satılmışları ve paralelleri bütün uyarılara rağmen kovmamasındandır.” (Basın Danışmanı Ahmet Sever, Kurumsal İletişim Başkanı Kemal İlter, Koruma Müdürü Osman Çangal kastediliyor. NI)

*Fatih Tezcan: “Abdullah Gül partiye dönemez demiyoruz. Abdullah Gül şudur da demiyoruz. Abdullah Gül Yeni Türkiye’ye Başbakan olamaz diyoruz.”

*DAYI: “Bu piçlerin resepsiyona çağrılmasının ardında Ahmet Sever ve Kemal İlter var.”

*ESAD REİS: “Başbakan’ı tehdit eden @aakadiroğlu, CB resepsiyonuna davet edilmiş. İstersen milattan önce gir partiye; paraleli kucaklayan bizden değildir.”

“Mısır’ın katili Sisi’yi tebrik eden, paralel konusunda kaçak güreşen Yeni Türkiye’ye lider olamaz; olmamalı.”

“Kendi gibi düşünmeyeni bitirme planı olan Gezi kalkışmasına, ‘Mesaj alınmıştır’ diyen biri ne bu davanın ne de bu milletin liderliğini yapamaz.”

***

Kuşçubaşı Eşref, Abdullah Gül’ün danışmanlarını en çok hırpalayanlardan biri. Aynı zamanda Aydın Doğan’ı da hedef alıyor ve Gül ile Hürriyet Gazetesi’ni müşterek bir komplo içinde gösteriyor:

“Almanya’dan Doğan’a gelen talimatlar: 1) Gülen terör örgütünün dinleme yapmadığı konusunda Türkiye kamuoyunu ikna etmek. 2) Dinlemelerin yapılma gerekçesini, Mavi Marmara olayıyla bağlantı kurarak, El Kaide-Türkiye ilişkisi olarak lanse etmek. 3) Dinlemelerin terör şüphesiyle yapıldığına kamuoyunu inandırmak için Mavi Marmara’dan, Suriye direnişi ve IŞİD’e kadar sahte belgeler yayınlamak. 4) Doğan Medyası’nın bu süreç içinde tamamen Gülen örgütü medyasıyla ortak çalışması, hatta ortak haber toplantıları yapması… Doğan ailesi şu an bir karar aşamasında. Ya Yeni Türkiye’ye biat, ya Yeni Türkiye’ye ihanet! Son olarak: Kemal İlter, Ahmet Sever ve Süleyman Kurt gibi isimleri yanında hâlâ tutmanın bir açıklaması var mı? Ve hâlâ İlter, Sever ve Kurt gibi isimlerin dediklerine inanıp, adımlar atmak da nedir? Sever’in Doğan Grubu üzerinden yaptırtmaya çalıştığı PR çalışmasının amacı nedir? Bunlar karalama amaçlı cümleler değil, atılan yanlış adımların arkasındaki muhteşem 3’lü çetenin ifşasıdır: İlter, Sever ve Kurt. Ancak bunca uyarıya rağmen bu 3’lü çete hâlâ Köşk sınırlarında ellerini arkalarına bağlayarak yürürken, muhabbet edebiliyorsa bir düşünülmeli. Tekrar ediyoruz: Köşk’te ortam dinlemesi yapıldı. Sayın Gül’ün telefonları dinlendi. En önemlisi, imzalanmamış YAŞ kararları (bir defalık değil) Pensilvanya’ya daha Gül görmeden iletilip, yorum alındı. Var mı daha büyük bir ihanet? 28 Ağustos 2014’e kadar ihanetinize devam edin. Sonra… Sonrası yok. Neyi hak ettinizse o. Doğan ailesi de kararlarının hakkı neyse onu yaşayacaktır.”

***

Ben böyle müptezellik görmedim. Ona buna çamur at, senaryolar yaz, insanları hedef göster… Sadece Gül değil, hepimiz bu pespayelik karşısında karalar bağlıyoruz. Ama bu kişileri kim kurup, meydana salıyor onu da düşünmeliyiz.

“Yalaka inek, kasabın bıçağını yalar.”