Ilıcak, bazı tapeleri gündeme getirdi

Ilıcak, bazı tapeleri gündeme getirdi
Güncelleme:

Bugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, köşesinde Selam dosyasının kapatılmaması gerektiğini kmin doğru söylediğinin ortaya çıkması gerektiğini yazdı.

Selam dosyası kapatılmamalı

Operasyonu yapanlar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın “Emin” kod adıyla dinlendiğini ileri sürüyor. Selam Tevhid Örgütü dosyasının eski savcıları Adnan Çimen ve Adem Özcan ise bu iddiaları kesin bir dille reddediyorlar. Adnan Çimen, “Sayın Başbakan’ı, bakanları ya da MİT Müsteşarı’nı dinlediğimi ispat etsinler, hemen istifaya hazırım. Hodri meydan. Yalancı mısınız, algı operasyonu mu yapıyorsunuz görelim” diye konuşuyor. Adem Özcan’ın da benzer beyanları var. O da,“Soruşturma kapsamında Başbakan ve bakanlar dinlenmedi. Alınan dinleme kararları ortada. İftira… MİT Müsteşarı Hakan Fidan da kod ismiyle dinlenmedi. Tüm şüpheliler hakkında açık kimlik bilgileri ve TC numaraları verilerek mahkeme kararıyla dinleme yapıldı” diyor.

Adem Özcan’ın verdiği ilave bir bilgi daha mevcut: “İki örgüt şüphelisi kendi aralarında yaptığı konuşmalarda ‘Emin’ kod adlı kişiden bahsetmişlerdir. Bu kişinin daha sonra Hakan Fidan olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak Fidan ile ilgili hiçbir işlem yapılmadı.”

Ortada çok enteresan bir durum var. Polisleri gözaltına alanlar ve muhtemelen operasyonu savcılara hatta hâkimlere sirayet ettirmek isteyenler, “Başbakan, bakan ve MİT Müsteşarı” dinlendi iddiasında. Savcılar ise çok kesin bir dille, bu iddiaları yalanlıyor. Öte yandan, alelacele mahkemeye intikal ettirilmeden Selam Tevhid Örgütü dosyası, Savcı İrfan Fidan’ın takipsizlik kararıyla kapatılıyor.

Bu dosya kapatılmamalı. Eğer baroların, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin itiraz hakkı varsa, süre geçirilmeden bu hak kullanılmalı. Kim doğru söylüyor ortaya çıkmalı.

Kod adı: Emin
 
Selam Tevhid dosyasının savcılarından Adem Özcan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın dinlenmediğini belirtirken bir bilgi veriyor: “İki şüphelinin aralarındaki konuşmada ‘Emin’ kod adlı birisinin adı geçti. Daha sonra ‘Emin’ kod adlı kişinin Hakan Fidan olduğu ortaya çıktı.”

Dosyanın tümüne vakıf olamadığımız için, “Emin”in Hakan Fidan’ın kod adı olduğunun nasıl anlaşıldığını bilemiyoruz. Ama iki şüphelinin konuşması o dosyaya şöyle yansıdı. KonuşmaDevrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü (DMO/KG) Generali MİR VAKILI ileTürkiye’deki İran Ajanı HAKKI SELÇUK ŞANLI arasında geçiyor.

MİR VAKILI: İşler iyi gitmiyor. Ağa çıldırmış.

HAKKI SELÇUK ŞANLI: Hee… Sen kimle görüştün?

MİR VAKILI: EMİN’le.

ŞANLI: Ne haber?

MİR VAKILI: Bihaber yok. Ağa herkese kızıyor şeyi toplantıdan dışarı atmış. Sayın BÜLENT ARINÇ’ı…

ŞANLI: Eeee…

MİR VAKILI: Fırçalamış Bakanlar Kurulu’na gelmiş, demiş ki böyle şöyle yapacağız, böyle yapacağız böyle. Bülent Bey de demiş ki ‘Ya Sayın Başbakan’ım biraz sakin…’ ‘Ne sakini ya, ben ceketimi çıkarmışım savaşa girmişim sen de sakin sakin.’ O da demiş ki, ‘Vallahi ben de yaşlandım. Ben bundan sonra fırçalanmak halim yok’ demiş, toplantıyı terk etmiş.

ŞANLI: Ha ne suçu var bunda.

MİR VAKILI: Kimin?

ŞANLI: Yani ne Bülent’in ne şeyin suçu değil ki bu yani ortada bir karşı oyun var.

MİR VAKILI: Yok şimdi herkes Ağa’nın tavrına karşı ya Ağa’nın susmasını istiyorlar, doğrusu da o. Akıl mantık kardaşım, sen başta tepede otur, bırak da İçişleri Bakanı konuşsun, bırak da polisin konuşsun.

***

Seyed Ali Akbar Mir Vakılı, İran Devrim Muhafızları Komutanlığı generallerinden. Hakkı Selçuk Şanlı ise, Kudüs Örgütü’nün Türkiye yapılanmasını kuran kişi. 1988’de, İstanbul’daki Suud-Amerikan bankı bombaladı. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy’un katili TEKİN kod adlı Ferhan Özmen’i yetiştirdi. Eylemleri yüzünden 12 yıl 6 ay ceza aldı. 2004’te cezaevinden çıktı. Vakılı ile Şanlı, 10 Haziran 2013 tarihli Bakanlar Kurulu’ndaki olaylar hakkında “Emin” kod adlı ajandan duyduklarını aralarında paylaşıyor.

Dünkü yazımda, 17 Ocak 2002’de gerçekleşen Beykoz’daki hücre evi baskınında, Hizbullah terör örgütünün arşivinin ele geçirildiğini, bunun içinde İran Devrim Muhafızları Ordusu’na ait bir defterin bulunduğunu, bu defterde, İran ajanlarının irtibatlı olduğu bazı Türk vatandaşlarının isimlerinin yer aldığını yazmıştım. Bu isimler arasında Metin Fidan’ın adına rastlanıyordu. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Turan Genç, 15.05.2001/7585 sayılı yazıyla o belgeyi MİT ve Türk Silâhlı Kuvvetleri’ne gönderdi.

Kısacası ortada dolaşan iddialar mevcut. Hem de çok önemli mevkide bulunanlara ait iddialar. Böyle bir dosya kapatılabilir mi? Kapatılırsa, iddiaların yalan mı, gerçek mi olduğunu nasıl anlayacağız? Ben şahsen kime inanacağımı bilmiyorum. Buna mahkemenin karar vermesi gerekmez mi?