Koru : Kimsenin gözüne girmek için özel bir gayretim hiç olmadı

Koru : Kimsenin gözüne girmek için özel bir gayretim hiç olmadı
Güncelleme:

Habertürk yazarı Fehmi Koru yine Tayyip Erdoğan'ı yazdı ancak bu defa nedenlerini açıkladı. Koru, \"nokta!\" dedirden sözlerini ise yazının sonuna sakladı.

Tayyip Erdoğan nasıl bir Cumhurbaşkanı olacak ?

İnsan kendisinden şüphe eder mi? Birkaç zamandır ben ediyorum. Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52 oy oranıyla cumhurbaşkanlığı seçilmesine bayağı sevindiğim halde, “Acaba ben bir Tayyip Erdoğankarşıtı mıyım?” sorusu eşliğinde hem de...

Daha önce benzer tahlil yazılarıyla okur karşısına çıktığımda, Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’a saldırmayı mârifet sayanların akıl almaz suçlamalarına muhatap olurdum. Hiç unutmadığım olay, daha iktidarının yarısında, Tayyip Erdoğan’ın kötü alışkanlıklarla mücadelesi başladığında, “Bunu yapıyor, çünkü kendisini toplumun babası yerine koyuyor” diye özetlenebilecek tahlilimdir.

Belediye başkanlığı döneminde, koltuğun eski unvanı olan ‘şehremini’ gibi davranmıştı Tayyip Bey; başbakanlığında da, herkesin iyi, sağlıklı ve güvenli hissetmesinden kendisini sorumlu tutmaya başlamıştı...

Tahlilim, hiç aklıma gelmemiş bir hesap olarak karşıma çıkarıldı: “Onu ‘baba’ kabul ediyor, bizi de‘çocuk’ yerine koyuyor...”

Kimseyi ‘baba’ veya ‘çocuk’ olarak görmüyordum halbuki; yaptığım bir tahlilden ibaretti.

Aradan geçen sürede, ilk başta beni eleştirenler bile, Tayyip Erdoğan’ın kendisini ‘toplumun babası’olarak gördüğünün farkına vardılar...

Şimdi durum daha değişik. Fark, eleştiri oklarını üzerime gönderenlerin ‘karşıt’ cepheden olmaması değil yalnızca, bir durum tespiti olarak ve genellikle Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına dayandırarak yaptığım yeni tahlilllere karşı çıkılıyor.

Yazdıklarını okuyorsa, Tayyip Bey’in de eleştirilere şaşırdığını tahmin ediyorum.

Halk oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak kendisini önceki cumhurbaşkanlarından farklı bir yere koyuyor Tayyip Erdoğan. Anayasada varolan ancak önceki cumhurbaşkanlarının pek az kullandığı yetkilerin tamamını kullanmak niyetinde olduğunu defalarca tekrarladı. Kendisine yakın kalemler ile siyaset arkadaşları, konumunun ‘başkan gibi’ olacağını yazıp söylüyorlar.

“Cumhur başkanını seçti” denilerek Çankaya’ya geçecek...

Kendisinden sonra başbakanlık görevini üstlenecek kişinin ‘başbakan’ değil ‘bakanlar kurulu başkanı’ olacağı da ilân edildi zaten...

Açıklanan niyeti, anayasayı değiştirerek ‘başkanlık sistemi’ni getirmek...

Yemin edeceği 28 Ağustos’a kadar başbakanlığı sürdürme isteği de, bir gün önce toplanacak Ak Parti kongresine ‘genel başkan’ sıfatıyla katılma arzusundan...

Tablo ortada. Ben de bu tabloya bakarak Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’da bulunacağı dönemin ‘Yeni Türkiye’ olarak adlandırılmayı hak edecek pek çok yeniliğe kapı aralayacağı kanaatimi yazdım. Daha önce çıkarılmasını istediği yasalardan bazılarına bütünüyle karşı çıkmış, bazılarına değiştirilmesi şartıyla ‘Evet’ demiş selefi yüzünden tam gerçekleştiremediği düzenlemeleri bu dönem yasalaştıracağı beklentimi de tahlilime ekledim.

İnternet ile ilgili düzenlemelere ve MİT yasasına ancak istediği değişiklikler yerine getirilince geçit vermişti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül; ona rağmen çıkartılmış bir yasayı da bir başka yasa maddesiyle derhal değiştirilmesi sözünü alınca onaylamıştı.

Geçmişte, hem de yakın geçmişte, yaşanmış olaylar bunlar...

Halkın oyuyla seçilmiş cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan bu tür müdahalelerden uzak olacak ve kendisini daha rahat hissedecek...

Acaba bu tahlilde Tayyip Erdoğan’ı rahatsız edebilecek ne var?

Yazarken herhangi bir önyargının tek bir satırıma yansımadığını biliyorum.

Gelin görün ki, tahlilim üzerine kaç eleştiri yazısı çıktı, emin olun sayısını şaşırdım. 

Kimsenin gözüne girmek için özel bir gayretim hiç olmadı, ancak birilerinin o yöndeki çabalarına âlet edilmek de hoşuma gitmiyor.