Siyaset dünyasından Medya yasağına tepki

Siyaset dünyasından Medya yasağına tepki
Güncelleme:

Siyaset dünyasından Medya yasağına tepki

Siyaset dünyasından Medya yasağına tepki


Savcının, Ulaştırma Bakanlığı’na gönderdiği ‘Muhalif basını susturun’ şeklindeki talimatına tepki yağdı. Yasağın demokrasilerde yeri olmadığı belirtilerek haber alma hürriyetine kelepçe vurulduğu kaydedildi.

Ana­ya­sal Dü­ze­ne Kar­şı İş­le­nen Suç­lar Bü­ro­su Sav­cı­sı Ser­dar Coş­ku­n’­un, Ulaş­tır­ma ve Ha­ber­leş­me Ba­kan­lı­ğı TÜRK­SAT Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­’ne gön­der­di­ği ile­ri sü­rü­len hu­kuk dı­şı ta­li­mat­ta ik­ti­da­ra mu­ha­lif te­le­viz­yon, rad­yo ve in­ter­net si­te­si gi­bi med­ya or­gan­la­rı­nın kul­lan­dı­ğı dev­le­te ait uy­du bağ­lan­tı­la­rı­nı ka­pa­tıl­ma­sı is­te­ni­yor.

Mu­ha­lif med­ya­nın ‘top­lu­mu te­rö­ri­ze et­ti­ği ve ku­tup­laş­ma­ya yol aç­tı­ğı' id­di­a edi­len ya­zı­da, “Dev­le­te ait im­kân­la­rı kul­la­nan ve ya­yın ya­pan bu ör­gü­tün elin­de­ki te­le­viz­yon­lar, rad­yo­lar, in­ter­net si­te­le­ri, dev­le­te ait uy­du­lar­dan ya­yın ya­pan her tür­lü gör­sel ve ba­sı­lı ya­yın­la­rın top­lu­ma ulaş­tı­rıl­ma­sın­da dev­let im­kân­la­rı­nın kul­la­nıl­ma­sı­nın en­gel­len­me­si için ge­re­ği­ni tak­dir­le­ri­ni­ze arz ede­ri­m” şek­lin­de şok ifa­de­ler var.

İLE­Tİ­ŞİM HAK­KI­NA BAL­TA

CHP Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Tur­han Ta­yan: Ya­sak­la­rı, yok­sul­lu­ğu kal­dır­mak için ik­ti­da­ra ge­len­ler, ya­sak­la­rı her ge­çen gün ar­tı­ra­rak de­mok­ra­si ve öz­gür­lük­ler açı­sın­dan ya­şan­maz Tür­ki­ye için ça­lı­şı­yor. Her gün hu­kuk kat­le­di­li­yor. Özel­lik­le ba­sı­na kar­şı ya­sak­lar art­tı. Ana­ya­sa­’nın ver­di­ği ile­ti­şim hak­la­rı­na bal­ta vur­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar. Bu öz­gür ba­sı­na kar­şı bir ta­vır.

SUSTURMA Sİ­YA­SE­Tİ YAPIYORLAR

MHP Ada­na Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem Var­lı: Med­ya­nın sus­ma­sı is­te­ni­yor. Bu­nun se­çim ön­ce­sin­de ya­pıl­ma­sı ma­ni­dar. Bir med­ya or­ga­nı suç iş­le­mi­yor­sa ka­pa­tı­la­maz. Doğ­ru de­ğil. AKP, ken­di­ne mu­ha­lif olan her­ke­si sus­tur­mak is­ti­yor. Her­ke­si bir şe­kil­de suç­la­ya­rak bu­nu si­ya­set şek­li ha­li­ne ge­tir­di.

KARANLIK BİR TÜRKİYE

HDP Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li İb­ra­him Bi­ni­ci: An­tide­mok­ra­tik bü­tün uy­gu­la­ma­lar dev­re­ye so­kul­mak is­te­ni­yor. İn­ter­net ve TV ya­yın­cı­lı­ğı­na sı­nır­la­ma ge­ti­re­cek­sin! De­mok­ra­si is­ti­yor­lar­dı. Söz­de ka­lı­yor. Ye­ni Tür­ki­ye ge­liş­miş bir hu­kuk dev­le­ti de­ğil de­mek ki. AKP ka­ran­lık bir Tür­ki­ye is­ti­yor. Oy için her şe­yi ya­par­lar. Ba­sı­na ya­sak da ko­yar­lar. Gi­di­şat iyi de­ğil. Bun­la­rın uy­gu­lan­ma­sı ah­lak­sız­lık­tır.

BO­YUN EĞ­ME­YİZ

CHP An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Gür­kut Acar: Med­ya za­ten bas­kı al­tın­da ve oto­kon­trol sis­te­miy­le yü­rü­yor. Med­ya­nın bir­ço­ğu ik­ti­da­rın dı­şın­da ha­ber ya­pa­maz du­rum­da. Bu gi­diş teh­li­ke­li ve tam bir dik­ta gi­di­şi­dir. Bu­na Tür­ki­ye bo­yun eğ­mez. Er­do­ğan, mu­ha­li­fi olan her­ke­si sus­tur­ma ça­ba­sı­na gir­di.

AMAÇ SE­Sİ­Mİ­Zİ KE­SMEK

MHP Mil­let­ve­ki­li Meh­met Gü­nal: Or­ta­da bir ka­rar ol­ma­dan, bir ida­re mah­ke­me­si ka­rar ver­me­den, RTÜK ka­ra­rı ol­ma­dan bu uy­gu­la­na­maz. Sav­cı, se­çim dö­ne­min­de ya­yın iş­le­ri­ne ka­rı­şa­maz. Bu mu­ha­le­fe­ti sus­tur­ma­ya yö­ne­lik. Tek adam dik­ta­tör­lü­ğü uy­gu­la­nı­yor. Oy­la­rı eri­yor ve med­ya ka­na­lıy­la mu­ha­le­fe­tin se­si­ni kes­me­ye ça­lı­şı­yor­lar. Med­ya­yı bas­kı­la­ma­ya yö­ne­lik an­ti­de­mok­ra­tik ça­lış­ma­lar.

IS­MAR­LA­MA TA­LEP

İz­mir Ba­ğım­sız Mil­let­ve­ki­li İl­han İş­bi­len: Sav­cı­nın is­te­ği ıs­mar­la­ma ta­lep. Han­gi de­mok­ra­tik ül­ke­de, bir sav­cı yet­ki­si ve ala­ka­sı ol­ma­yan yü­rüt­me or­gan­la­rı­na emir ve­re­cek? Ver­di ve biz­de de ol­du. Ana­ya­sa­’yı, ifa­de öz­gür­lü­ğü­nü, ba­sın ya­yın öz­gür­lü­ğü­nü, mu­ha­le­fe­ti böy­le­ce yok say­mış­tır. Türk med­ya­sı­nı ‘te­rör ya­yı­nı­’ gör­mek, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’ni ka­bi­le dev­le­ti gör­mek­le eş­de­ğer­dir.

ANA­YA­SAL SUÇ­TUR

MHP Ge­nel Baş­kan Yar­dım­cı­sı Ah­met Ke­nan Tan­rı­ku­lu: Ev­ren­sel in­san hak­la­rı ile Tür­ki­ye­’de Ana­ya­sa ve ya­sa­lar yö­nün­den hak ih­la­li do­ğu­ra­bi­le­cek bir uy­gu­la­ma. İk­ti­dar gü­dü­mün­de ol­ma­yan hür ba­sın böy­le bir uy­gu­la­may­la kar­şı kar­şı­ya. Se­çim­le­rin ser­best ya­pıl­ma­sı­nı, san­dık hür­ri­ye­ti­ni ve seç­men­le­rin ha­ber al­ma hür­ri­ye­ti­ni en­gel­li­yor. Ana­ya­sal suç­tur.

DEMOKRASİNİN SIFIRLANDIĞI NOKTAYA GELDİK

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, hukuksuz talimatın kabul edilemeyeceğini vurguladı. İktidarın muhalif basını yok ederek diğer siyasi partilerin sesini kısmak istediğini belirten Destici, ‘demokrasinin sıfırlandığını’ anlattı. BBP lideri, şunları kaydetti: “Bu, hukukun hangi noktaya geldiğinin göstergesidir. Özgür basın, hukukun eliyle susturulmaya çalışılmaktadır. Muhalif basın yok edilmeye çalışılıyor. Bu, demokrasinin olduğu ülkelerde akla gelmeyecek bir uygulamadır. Medyanın bağımsızlığına gölge düşürülmemesi lazım. Medya, bu ülkede milletin sesi ve soluğudur. Basının özgürce yayın yapmasının önünün açılması gerekir. Ama maalesef, Türkiye’deki iktidar basın özgürlüğünü hiçe saymaktadır. Anayasayı askıya alacak yok sayacak uygulamalar içindedir. Tarafsız basını susturmak demek, aslında bu seçimler esnasında muhalefetin sesini kesmek demektir. Özgür medya olmadığı zaman, muhalifler seslerini nasıl duyuracak? TRT, bize bir dakika bile yer vermemektedir. Adeta iktidarın televizyonu haline dönüşmüştür. Seçime 20 gün kaldı. Biz inanıyoruz ki, milletimiz bunu görecek. Bütün bir basını susturmaya ve el koymaya kalkarsanız, bu sözün de demokrasinin de sıfırlandığı noktaya geldiğinin nişanesidir.”

SAVCI SUÇ İŞLEDİ, HAKKINDA İŞLEM YAPILMALI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise savcının talimatını ‘akıl ötesi’ olarak yorumladı. Yargının iflas ettiğini belirten Tanrıkulu, savcının suç işlediğini vurguladı. Vatandaşın haber alma hakkının engellendiğinin altını çizen Tanrıkulu, “Bu durum gazete yasaklamak, televizyon ve radyo kapatmaktan daha öte bir şey. Gazete kapatmak, yayın durdurmak zaten hukuka aykırı ama bunlar daha ötesini yapıyor. Ulaştırma Bakanlığı’na yazı yazılması, ‘bunlara bu hizmeti verme demesi’, hukukun, yargının iflas etmesi demek. Tam bir faşizm durumu var. Yargı hiçbir dönem bu kadar çok ayaklar altına alınmamıştı. Savcının yaptığı kesin bir suçtur, görevi kötüye kullanma suçudur. İlgili basın savcısının bu savcı hakkında işlem yapması, HSYK’nın işlem yapması lazım.” dedi.

KAYBEDECEKLERİNİ ANLADILAR, DAHA DA HIRÇINLAŞACAKLAR

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Halaçoğlu da skandal talimata tepkiliydi. İktidarın kendilerinden olmayan tüm medya organlarına ceza yağdırarak susturmak istediğini anlattı. TRT’nin hükümet kanalı gibi çalıştığını kaydeden Halaçoğlu, yaşananların diktatörlükten bazı örnekler olduğunu ifade etti. MHP’li Halaçoğlu, şunları söyledi: “Baktılar ki ellerinden bir şey gelmiyor, medyayı hedef almaya başladılar. Bu saatten sonra her şeyi yapabilirler. Bu baskılar, uzun zamandır uygulanıyor. Bütün devlet imkânlarını iktidar partisi için kullanıyorlar. Devletin araçlarını kullanıyorlar.  Zaten TRT sadece hükümet için çalışıyor. Seçimlerde kaybedeceklerini görünce büyük bir tedirginlik oluştu. Haliyle kendi lehlerine nasıl çevirebilirler, düşüncesiyle böyle bir tutum sergiliyorlar. Ama hiçbir faydası olmayacak, kaybedecekler. Diktatörlerin örneklerini sergilemeye başladılar. Önümüzdeki günlerde farklı uygulamalara girişecekler. Kamuoyu yoklamaları, sürecin  aleyhlerine işlediklerini gösteriyor. Derinleştikçe daha da hırçınlaşacaklar.”

MÜDAHALE, SEÇİM HAKKININ İHLALİDİR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, talimatı veren savcıyı eleştirdi. İktidarın önce yolsuzlukları örtmek, ardından da muhalifleri susturmak için savcıları kullandığını anlattı. Talimatın, seçim öncesi siyasi partilerin propaganda hakkını engellemek için verildiğini söyledi. CHP’li Tezcan, şu görüşü dile getirdi: “Savcıları önce yolsuzlukta kullandılar şimdi de AKP propagandasını artırmak için kullanıyorlar. Bu müdahale, siyasi partilerin seçimde özgürce propaganda yapma hakkına müdahaledir. Bununla ilgili her türlü müracaatı yaparız. YSK’nın bu tip müdahalelere ‘dur’ diyecek önlemler alması lazım. Parti devleti uygulamalarının vahim bir tekrarıdır bu.  Savcılar, AKP iktidarının devamı için bir ortam yaratmaktadırlar. Yaptıklarından sorumlu olurlar. Böyle bir müdahale, serbest seçim hakkının ihlalidir, basın özgürlüğü hakkının ihlalidir, açıkça anayasal bir suçtur. Normal demokrasilerde iktidarlar, gider, tekrar gelir siyasi partiler. Ama böyle arkasında kirli ilişkiler olan ve gittikten sonra hesap vermekten korkan iktidarlar, iktidarda kalmak için bütün zorbalık yöntemlerini kullanırlar. Yaşadığımız şey, bu. AKP iktidardan düşeceğini anladı.”

 

DARBENİN SON AYAĞI

Aka­de­mis­yen Ya­zar Prof. Dr. Meh­met Al­tan: 17-25 Ara­lık sü­re­cin­de or­ta­ya çı­kan hır­sız­lık­la­rın üs­tü­nü ört­mek, yok say­mak için gi­ri­şi­len si­vil dar­be­nin son aya­ğı bu. AKP çıl­dır­mış gö­rü­nü­yor. AK­P’­li ol­ma­yan, par­ti­nin pro­pa­gan­da­sı­nı yap­ma­yan, bi­at et­me­yen her­ke­si yok et­mek, sus­tur­mak için ya­pı­lan bir ha­lin ye­ni bir aşa­ma­sı bu.

Tür­ki­ye­’nin çok bü­yük kıs­mı­nın bu ka­nal­la­rı sey­ret­ti­ği­nin far­kın­da­lar. Ken­di ga­ze­te­le­ri sat­mı­yor, iti­bar­la­rı yok. Bir si­vil dar­be­nin çıl­dı­ra çıl­dı­ra bu nok­ta­ya gel­miş ol­ma­sı­dır du­rum. Bu çıl­dır­ma art­tık­ça gay­ri­meş­ru ik­ti­dar­la­rı­nın or­ta­dan kalk­ma­sı­nın sü­re­ci da­ha da kı­sa­lı­yor.

Sİ­Sİ­’NİN MI­SI­R’­IN­DAN FAR­KI­NIZ KAL­MAZ

Ga­ze­te­ci Der­ya Sa­zak: Skan­dal olur. De­mok­ra­si­ler­de ka­bul edi­le­mez. Sav­cı ken­di id­di­ana­me­sin­den ha­re­ket­le ya­yın­la­rın en­gel­len­me­si­ni is­ti­yor. Giz­li ka­rar­la­ra da­ya­na­rak ül­ke­nin de­mok­ra­tik stan­dar­dı­nı aşa­ğı çe­ke­cek ve ba­sın öz­gür­lü­ğü­nü kal­dı­ra­cak ön­lem­ler alı­na­maz. So­nu­cu bel­li ol­ma­yan yar­gı­la­ma sü­re­cinde ka­mu­oyu­nun ser­best­çe oluş­ma­sı­nı en­gel­ler­se­niz o za­man Si­si­’nin Mı­sı­r’­ın­dan far­kı­nız kal­maz. Bun­lar teh­li­ke­li gös­ter­ge­ler.

AP: ÇOK TEHLİKELİ ANLAYIŞ

AP Ye­şil­ler Gru­bu Eş Baş­ka­nı Re­bec­ca Harms: Şo­ke ol­dum. Tür­ki­ye­’den yi­ne çok kö­tü ha­ber­ler gel­di. Sav­cı 'ha­la hü­kü­me­ti eleş­tir­me­ye cü­ret ede­n’ ba­sına kar­şı ha­re­ke­te geç­ti­ ve sus­tu­rul­ma­la­rı­nı ta­lep et­ti. Suç ola­rak ni­te­len­di­ri­len ‘pa­ra­lel ba­sı­n’ birçok ga­ze­te­ci­nin hap­se­dil­me­si için kul­la­nı­lan id­di­a. Si­ya­set kay­nak­lı bu çok teh­li­ke­li ada­let an­la­yı­şı­na son ve­ril­me­si için Türk hü­kü­me­ti­ne çağ­rı ya­pı­yo­rum. Av­ru­pa Gü­ven­lik ve İş­bir­li­ği Teş­ki­la­tı­’ndan da ba­sın hür­ri­ye­ti ih­lal­le­ri­nin araş­tı­rıl­ma­sı­nı ta­lep edi­yo­rum. Ba­sı­nın sus­tu­rul­ma­sı­ ‘hür ve adil se­çim­le­ri­n’ ya­pıl­ma­sı­na kar­şı bir tu­tum ola­cak­tır.