Osman Özsoy: Yurt dışında ilk Türk Okulunu Ecevit'in dedesi açmıştı

Osman Özsoy: Yurt dışında ilk Türk Okulunu Ecevit'in dedesi açmıştı
Güncelleme:

Osman Özsoy: Yurt dışında ilk Türk Okulunu Ecevit'in dedesi açmıştı

OSMAN ÖZSOY: YURT DIŞINDA İLK TÜRK OKULUNU ECEVİT'İN DEDESİ AÇMIŞTI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika gezisinde Türk okullarını kapatılmasını istemesinin tartışıldığı süreçte Gazeteci yazar  Osman Özsoy Rota Haber'deki köşesinde yurt dışında ilk Türk okulunu eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in dedesi Mustafa Şükrü Efendi'ni açtığını yazdı.

Yıllarını Osmanlı Arşivleri’nde araştırmalara vermiş olan Özsoy, daha önce bir köşe yazısında konu ettiği, bir kitabımda da aktardığı bir örneği paylaştı;

''Tespit edebildiğimiz kadarıyla yurt dışında ilk Türk Kolejini açan, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in dedesi Mustafa Şükrü Efendi olmuştur.

Mustafa Şükrü Efendi, Bayezit Dersiamlığı, Süleymaniye Müderrisliği’nin yanısıra, son dönem Osmanlı Padişahlarının Huzur Dersi hocalarından alim bir zattı.

“Darul Ulümul Hamidiyye”adını taşıyan ve 1900’lü yılların başında Çin’de açtıkları okulun kapısında Türk Bayrağı dalgalanıyor, öğrenciler Türkçe öğreniyordu.

Arşiv çalışmalarım sırasında bununla ilgili bir belge elime geçtiğinde bi’koşu Ankara’ya gitmiş, Ecevit’e bizzat hediye etmiştim.''

 
İşte o yazı:

 

''Bu süreç nasıl sonlanacak? ''  
 
Bu nasıl bir HİZMET KARŞITLIĞI sevdasıdır ki, memleket içte-dışta, uluslararası alanda onca sıkıntı yaşarken, o kadar iş arasında Mecnun gibi Afrika yollarına düşürebiliyor Erdoğan’ı... Son 1 yılda GERÇEK ERDOĞAN dışa yansımasa, geleceğin tarihçileri hangi Erdoğan’ın gerçek ve samimi olduğunu çözümlemekte inanılmaz derecede zorlanacaklardı.

 

Herkeste aynı soru:

Bu süreç ne zaman ve ne şekilde sonlanacak?

Bakıldığında, Allah’ü Teala aslında herkese kendi hayat ve inanç felsefesine uygun final için yol haritaları sunuyor...

Herkes kendi akıbetinin yol taşlarını kendi elleriyle döşüyor.

Kader hükmünü pek farklı şekillerde cereyan ettiriyor.

Yıllarını Osmanlı Arşivleri’nde araştırmalara vermiş, binlerce belgenin tozunu almış bilim insanı olarak içinde yaşadığımız süreç beni çok heyecanlandırıyor.

Arşivde belgelere dokunduğunuzda, kimi zaman bilinen tarihle, gerçekte yaşanmış olan tarih arasındaki farkı gördüğünüzde inanılmaz heyecan hisseder, hatta kimi zaman şaşkınlıklık içinde kalırsınız.

Bu nedenle şu an yaşanan hadiseleri bir tiyatro izler gibi keyifle ve ibretle takip ediyorum.

Milletlerin tarihinde önemli yer işgal eden içinde bulunduğumuz gibi kritik süreçlerde insanlar, kendi genetik ya da kültürel kodlarına uygun davranış biçimi sergilerler. Yüzlerce yıl kapı-kapıya yaşayan insanların rüzgar döndüğünde birbirini boğazlaması da benzer nedenlerden kaynaklanır.

Aslına rücu etmek, yani kendi genetik ve kültürel kodlarına dönmektir bu...

Bakın konuyu izah sadedinde daha önce bir köşe yazısına konu ettiğim, bir kitabımda da aktardığım bir örneği paylaşayım;

Tespit edebildiğimiz kadarıyla yurt dışında ilk Türk Kolejini açan, eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in dedesi Mustafa Şükrü Efendi olmuştur.

Mustafa Şükrü Efendi, Bayezit Dersiamlığı, Süleymaniye Müderrisliği’nin yanısıra, son dönem Osmanlı Padişahlarının Huzur Dersi hocalarından alim bir zattı.

“Darul Ulümul Hamidiyye”adını taşıyan ve 1900’lü yılların başında Çin’de açtıkları okulun kapısında Türk Bayrağı dalgalanıyor, öğrenciler Türkçe öğreniyordu.

Arşiv çalışmalarım sırasında bununla ilgili bir belge elime geçtiğinde bi’koşu Ankara’ya gitmiş, Ecevit’e bizzat hediye etmiştim.

Kendisine, “Sizin HİZMETE ve yurtdışındaki Türk Okullarına karşı ilgiliniz cibilli... Yani bu konudaki duruşunuz genetik kodlarınız, kişiliğiniz ve karakterinizle çok uyumlu...”  dediğimde tebessüm etmiş, dedesiyle ilgili bu detayı öğrenmenin şaşkınlığıyla oldukça memnun kalmıştı.

Karşılaşılan bu tür sürprizler nedeniyle tarih araştırmaları çok heyecan vericidir.

Ömrünün son yıllarını bir tarih kitabı çalışmasına ayıran Ecevit, vefatından 1 yıl önce 2005 yılında “VAHDETTİN HAİN değildi” dediğinde çok ses getirmişti.(Rotahaber)

YAZININ DEVAMI