RTÜK, Sayan ve Bardakçı'ya iddia edildiği gibi yüksek ceza kesti mi?

RTÜK, Sayan ve Bardakçı'ya iddia edildiği gibi yüksek ceza kesti mi?
Güncelleme:

RTÜK'ün Seda Sayan'a 800 bin lira, Murat Bardakçı'ya ise 600 bin lira ceza kestiği iddia edilmişti. İşin aslını Milliyet yazarı Sina Koloğlu yazdı

'Seda Sayan iki eşini öldüren vatandaşımızı programına çıkarınca, RTÜK cezayı kesmişti...

Ceza için ‘800 bin lira’dan bahsedildi. Oysa cezalar kanalların reklam gelirlerine göre kesiliyor. Show TV’nin beyan ettiği ağustos ayı reklam gelirinin yüzde 2’si kesildi. Buna göre ceza, 170 bin lira.

 

BARDAKÇI DA 600 BİN DEĞİL!

Habertürk’te ‘Tarihin Arka Odası’ için de ceza gelmişti. ‘600 bin lira’ diye bir rakam söyleniyordu. Murat Bardakçı: “Yok böyle bir rakam” dedi. Rakam belli oldu: 20 bin 810 lira.

KANALLARDA BAŞBAKAN YOKTU

Cumhurbaşkanı İstanbul’da ‘Türkiye  Meclisi Türkiye Markası’ tanıtımında konuşuyordu. Aynı zaman diliminde Başbakan Samsun’da bir üniversitenin açılışında ilk dersi veriyordu.

Özellikle baktım, ekranda ‘canlı’ yazıyordu. Aynı anda konuşmalar yapılıyordu. Bütün haber kanalları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını ekrana getirdi. Sadece TRT Türk’te Başbakan’ı gördüm.

Tam tersi olsaydı durum değişir miydi? Yine Erdoğan ‘en çok izlenen’ olurdu.

 ‘Siyasetin reytingi’ böyle bir şey! Komployu genişletelim: Sayın Gül, Cumhurbaşkanı olarak ‘Türkiye Markası’ tanıtımında olsa, sayın Erdoğan Başbakan olarak Samsun’da olsaydı, kanallar kime rağbet ederdi?

HAKAN ÜNSAL: PASSOLİG BAHANE

‘Stadyum’ programında Hakan Ünsal:

“Fenerbahçe geçen sezondaki başlangıcını yapsa, Galatasaray iki sene önceki oyununu oynasa, Beşiktaş takır takır top oynasa, Trabzon içeride iyi oynasa, Passolig dinler mi bu insanlar, kapıları kırarlar” buyurdu.

Türkiye’de statlar dolmuyor. Ersin Düzen, seyirci sayısının ortalamasının dört büyükler dahil, geçen yıl 13 binlerde olduğunu söyledi.

Dört büyükler çıkınca seyirci sayısı ortalama 7-8 bine düşüyormuş.

Takımlar da iyi değil Hakan Ünsal’ın söylediği gibi...

Üstüne bir de ‘passolig’ geldi. Kapı baca kıracak bir taraftar yok ama geçen yılın Akhisar-Fenerbahçe maçı görüntülerini bulun ve tribünlere bakın...

Gençlerbirliği taraftarı bu kadar az mı? Rize Stadı bu kadar boş mu?

Tonla para harcayan ve gerçekten yıldız futbolcuları takıma getiren Trabzon, daha ne yapsın? Galatasaray kombinesi olan akrabam Eskişehir maçına gitmiş, anlattı:

“Passolig’i okuttum, ekranda koca resmim çıktı, birden kendimi emniyette hissettim.” Bunları da konuşalım mesela...

Sonra bu Passolig hangi bankadan alınıyor, bunu da konuşalım.

Banka ile ilgili çok ‘soru işareti’ mevcut!

Hepsi yan yana gelince, bu ligin ‘posası’ çıkıyor. “Sanki çok taraftar geliyordu” demek, “eski futbol yok” demek, “İnadım inat, bu Passolig’i alacaksın” demek, seyirci sayısı     gerçeğini değiştirmiyor.

ÜÇ GÜZEL ADAM

Ömer gitti, Tufan gitti, şimdi de Nuri gitti onların yanına...

Galatasaray Lisesi müzik odasının bir köşesinde laterna gibi bir piyano, ayakta zor duran bir davul, iki adet lenduha anfi.

Hep duman altıydı, kapının bir tık ötesindeki her şeyden uzak, bir sis perdesindeydik.

‘Jumpin Jack Flash’in akorları duvarlara çarpardı. Ömer erken veda etti,         Tufan kalbine yenik düştü. Pazar günü     de Nuri gitti. İki kişi kaldık o odadan, bir piyano, bir bas gitar...