Sancak'tan Doğan Medyası'na goygoycu suçlaması

Sancak'tan Doğan Medyası'na goygoycu suçlaması
Güncelleme:

Türkiye’nin en renkli işadamlarından Ethem Sancak Akit’e konuştu. Akşam ve Güneş gazetelerinin imtiyaz sahibi Ethem Sancak, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın sahibi olduğu yayın kuruluşlarının yayınlarını eleştirdi. Sancak, Doğan Medya Grubu’na

Türkiye’nin en renkli işadamlarından Ethem Sancak Akit’e konuştu. Akşam ve Güneş gazetelerinin imtiyaz sahibi Ethem Sancak, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın sahibi olduğu yayın kuruluşlarının yayınlarını eleştirdi. Sancak, Doğan Medya Grubu’na bağlı yayın kuruluşlarını ve yazarlarını, “Batı kuyrukçusu, batı goygoycusu” olmakla suçladı ve “Buna benzer bir sürü dönemde gördük ki, bunlar milletlerine karşı bir tanzimat kafalı mütareke basınıdır” dedi.

Ethem Sancak’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

DARBE GİRİŞİMİ

- Bir süredir Türkiye’nin gündemini etkileyen 17 ve 25 Aralık süreçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bu iki süreç toplum gündemini hayli meşgul etmiştir. Fakat 30 Mart seçimleriyle halk bunların ismini koydu. Bu süreçler bizim istiklalimize indirilmeye çalışılan bir darbeydi.

Türkiye, Ak Parti iktidara geldiğinden bu yana modern çağda bir Müslüman bir ülkenin nasıl olması gerekiyorsa öyle olmaya çalışıyor. Öğretisine, geçmişine dönmek ve gelecekteki arenada insanlığa yön veren bir büyük ülke olma çabası içerisinde. Bu çaba tabii çoğu kesimi rahatsız ediyor. Bu çabadan özellikle de kendimiz olmaktan utanarak aynısı olmak istediğimiz batı sistemi ve batı sisteminin tepesindeki güçleri rahatsız oluyor. Kendi ayakları üzerinde duran, kendi olmaya çalışan bir Türkiye’nin özellikle gelecek yıllarda batı sisteminin girdiği sıkıntıyı artıracağını, Asya’nın ayağa kalkma sürecine önderlik edeceğini hissediyor. Bu durum onları çok rahatsız ediyor.

ALLAH YÜZÜMÜZE BAKIYOR

- Türkiye’nin geleceğiyle ilgili ne düşünüyor sunuz?

- Bizi maalesef bir sürü alanda kuşatmışlar. İslam ümmeti bu konuda tiran yöneticilerinin etkisiyle de çok fazla olayı görmüş durumda değil. Görmüş olanları da zaten askeri darbelerle indirdiler. Milli güçler teyakkuz içinde olmalılar. Ama gelecek bizden yanadır. Süreç bizden yana akıyor çünkü Cenab-ı Hak bu konuda herhalde 300 yıl önce bize verdiği cezayı kaldırdı. Artık yüzümüze bakıyor ve yüzümüze gülüyor. Onun için gidiş bizden yana, gidiş Asya’dan yana.

BUNLAR KAMİKAZELER

- Başbakanın “neyi istediler de vermedik” şeklinde cemaate atıfta bulunduğu bir sorusu oldu. Sizce neyi istediler, verilmedi de durumlar bu noktaya geldi?

- Sorun bir şeyin istenilip verilmesi değildir. Sayın Başbakanımız onların İslami olmayan yanlarını ortaya çıkardı. Cemaat mensupları günü geldiğinde bizlerin önüne taş koysun diye uyutulmuş kamikazelerdi. Yani bunlar böyle bir güne güdümlenerek hazırlanmışlardı. Ama girişimleri sonuçsuz kaldı. İltica ettikleri, ilhak oldukları ve onları esir almış büyük gücün günü gelince bizim önümüze taş koysunlar diye düğmeye basarak uyandırdıkları uyumuş kamikazelerdi bunlar. Paralel yapı güdümlü bir şekilde böyle bir güne hazırlanmıştı. Günü gelince vazifelerini ifa etsinler diye düğmeye basıldı ama millet bunu gördü.

ONU REHBER EDİNDİM

- İş dünyasının önemli isimlerinden birisiniz. Cemaatin sizden himmet talebi veya herhangi bir tehditi oldu mu?

- Benim sahip olduğum, içinde bulunduğum medya grupları var. Tabii bunlar paralel yapıyla mücadele eden bir tavırla hareket ediyorlar. Buna karşılık paralel yapının yayın organları, sözcüleri hemen hemen her gün benim kimlik ve kişiliğime saldırıyorlar. Tapeler yayınlıyor, benimle ilgili bir sürü dezenformasyon yayıyor. Peygamber torunu olduğumu, gerçeği çarpıttığımı iddia edip manşetler atıyor. Hatta geçmişteki bazı görüşmelerimizi baz alarak ihanet ettiğimizi söylüyorlar. Fakat ben 12 yıl önce Tayyip Erdoğan’la tanıştım ve onu rehber edindim kendime. Erdoğan’ın yoluna, davasına inanıyorum ve dolayısıyla da çizgimi onunla birleştirmiş vaziyetteyim. Onun bir taraftarıyım. Bu durumum tabii paralel yapıyı ve medyasını rahatsız ediyor. Hakkımda yalan yanlış haberler yayınlıyorlar, tehditler savuruyorlar.

BATI KUYRUKÇUSU

- Vesayetçi medya denilince 28 Şubat dönemindeki tutumları ile Doğan Medya Grubu akla geliyor. Siz bu medya grubunun tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Hiç de hoş bir yayın çizgi izlemiyor. Çeşitli vesilelerle yazarlarının izlediği tutumu batı kuyrukçusu, batı goygoycusu tutumlarını gördük. Çıktılar Kazlıçeşme mitingindeki milyonlara ‘Bunlar bizim gibi değil. Kafaları büyük gövdeleri bilmem ne, makarna yiyorlar’ diye hakaret etti. ‘Göbeğini kaşıyan adam’ diye kendi vatandaşına hakaret ettiler. Soma şehitlerine ‘Bunlar hak etmişti AK Parti ye oy veriyorlar’ diye nitelendirdiler. Buna benzer bir sürü dönemde gördük ki, bunlar milletlerine karşı bir tanzimat kafalı mütareke basınıdır.

Münafıklar İslâmî kılığa rahat giriyor

- 17 Aralık sürecinin baş aktörü olarak paralel yapı denilen Gülen grubunu ve Fetullah Gülen’i gördük. Fakat onlar da biz ‘İslam’a hizmet ediyoruz’ diyorlar. Paralel yapıda sizce bir çelişki yok mu?

- İslam’a hizmet böyle olmaz. İslam’ a hizmet MİT tır’larını MOSSAD’a ihbar etmek değil. İslam’a hizmet Türkiye’yi bir terörist ülke olarak gösterme çabası değil. İslam’a hizmet yakın zamana kadar gayri milli olan ama AK Parti hükümetiyle beraber millileşmeye başlayan MİT’i MOSSAD’ın talimatıyla hedef göstermek ve dağıtmak değil. Tarihimizde bu konuda çok musibetler var. Devr-i Saadet‘in üç büyük halifesini katledenler İslam kisvesinde katlettiler. İmam-ı Ali’yi camii de hançerleyen İbni Mülcem’in alnı secdeden hiç kalkmıyordu. Hz. Ömer’i camide hançerleyen adam onun hemen arkasında saf tutan Müslüman görünümlü bir münafıktı. Münafıklar İslami kılığa çok rahat girebiliyorlar. Zaten tehlikelileri de o münafıklardır.

- Paralel yapıyı münafık olarak mı görüyorsunuz?

Bu yapılanlar onu gösteriyor. Yapılanlar münafıkların yaptıkları şeylerdir. Atalarımız ‘Kişinin aynası iştir lafa bakılmaz’ diyor. İş ortada… İş münafıkların yaptığı işler. Bu 12 yıldır İslami hizmetlerde bulunan, ülkeyi ayağa kaldıran, ülkeyi İslam motifleriyle donatan okullarımızda Peygamber Efendimizi okumayı öğrenmeyi legalleştiren, Kur’an’ın eğitimini yasallaştıran milli bir AK Parti hükümetini vurmaya kalkmak İslami terminolojide münafıklık olarak değerlendirilir.

AKİT; MİLLETİN YAYINDA SAF TUTTU

- Sahip olduğunuz yayın organlarına karşı bir dâvâ yağmuru söz konusu. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Onların da güvendikleri hâlâ devletten temizlenememiş bürokraside işgal ettikleri makamlar var. Özellikle de yargıda. Toplam 16 bin yargıcın maalesef 4 bini sempatizan, onların taraftarı, kimisi de onların militanı. Onlar kendi yandaş savcı ve hakimleri kullanarak bizim üstümüze gelmeye çalışacaklar ama Türkiye’nin yargısının ezici çoğunluğu bunlara karşıdır. Günün sonunda ülkesini seven hakimlerimiz, savcılarımız kendi içlerindeki bu urlara da karşı. Onlar da gerçeği ortaya çıkararak haklarımızı savunacaklar.Biz kendimizden eminiz. Akit, Türkmedya ve diğer yurtsever medya doğru saf tutmuşlar, milletin yanında saf tutmuşlar; dolayısıyla biz kazanacağız.

AKİT; HEPİMİZE YOL GÖSTERDİ

- Son olarak basınla ilgili söylemek istediğiniz bir konu var mı?

- Bir kere öncelikle size teşekkür ederim. Akit gazetesinin gösterdiği tutum ve kararlılık için ben bir medyacı olarak çok teşekkür ediyorum. Akit, gerçekten yazarlarıyla, yayın çizgisiyle çok uyarıcı çizgi izledi ve bize örnek oldu. Akit, hepimize yol gösterdi. Mensubu olduğunuz gruba teşekkür ediyorum. Akit ile aynı safta olmakta doğrusu bana çok gurur veriyor, çok da mutlu ediyor. “Yandaş” diye bir algıyla milletten koparılmaya çalışılan bu yayın grubu yandaşlığı bir onur madalyası gibi boynunda taşıyarak sırt sırta vermesini, güçlenmesini ve yeni medyayı inşa etmesi gerektiğini düşünüyorum. O konuda ciddi bir işbirliği içerisinde olmak durumundayız. Yeni Türkiye’nin ortaya çıkmasına destek ve güç vermeliyiz.

YENİ AKİT GAZETESİ