Ergin'den bir Ergenekon yazısı !

Ergin'den bir Ergenekon yazısı !
Güncelleme:

Gazeteci yazar Sedat Ergin, Ergenekon operasyonlarının arkasındaki gücü yazdı, çok önemli bir tespitte bulundu.

Ergenekon’un arkasındaki Erdoğan perspektifi

BİR dönem Emniyet istihbaratının tepesinde bulunan Ramazan Akyürek’in 4 Ağustos akşamı yaptığı kritik açıklamalar Cumhurbaşkanı seçiminin bütün gündemi kaplaması nedeniyle kamuoyunda yeterince fark edilmedi.

Akyürek’in açıklamaları özellikle Ergenekon soruşturmasının gerisindeki dinamiklerin anlaşılması bakımından önemli bilgiler içeriyor. 

***

Emniyetteki Gülenci yapılanmanın kilit isimlerinden biri olmakla suçlanarak hakkında soruşturma yürütülmekte olan Akyürek, 2006-2009 yılları arasında Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevinde bulunmuştu. Daha sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’na getirilen Akyürek, 17 Aralık krizinin hemen sonrasında patlak veren “paralel yapı” suçlamalarıyla birlikte bu görevinden de alınmıştı. 
Akyürek, Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Bugün TV’de Tarık Toros’a yaptığı açıklamalar sırasında İstihbarat Başkanlığı’nın diğer başkanlıklardan farkını “Başbakan’ın perspektifini almak zorundasınız” diye açıklıyor, işin gereği olarak bu dairede Başbakan’la yakın bir çalışma ilişkisinin yürütüldüğüne işaret ediyor. 

Toros, özellikle Ergenekon soruşturmasını yürütürken hükümet ile ne gibi paylaşımlarda bulunduklarını sorunca, Akyürek şu karşılığı veriyor: “Şöyle arz edeyim, o çalıştığımız dönemde Sayın Başbakanımızın hatta o dönemde dışişleri bakanımız, şimdi halihazırda cumhurbaşkanımız olan Abdullah Gül beyefendi, cumhurbaşkanı olduktan sonra da, onlarla görüşmelerimde gerek onların bana verdiği perspektif ve izin ölçüsünde arz etmem gereken konularda gerekse direkt talimatlarıyla ilgili gidiş gelişlerimde, kendimi sanki bir baba-oğul ilişkisi kadar rahat hissettiğim bir dönemi yaşadım. Ben doyası, belki yıprandım, belki yoruldum ama kendi adıma da ülkem adına da tatmin edecek bir süreç yaşadım. Siyasi iradeyle hiçbir sorunumuz olmadı, bu desteği tam verdiler, Allah razı olsun ve gereği neyse ben arkadaşlarımla onu paylaştım ve bu çerçevede çalıştık.” 
Toros, Ergenekon konusunda hükümetle nasıl yakın çalıştıkları konusunda bir örnek göstermesini istediğinde Akyürek şöyle konuşuyor:
“Bir örnek değil de çok örnek var... Perspektif dediğim şeyi zaten Türkiye yaşadı. Medyada gümbür gümbür, yani bugün bile de değişik şartlarda etkileri medyada görüşülen bir konu. Spesifik konuları burada konuşmak istemiyorum. Benden çok daha fazlasını başka istihbarat kurumlarının başındaki kişiler de yaşadılar mutlaka. Özele çok girmek istemiyorum müsaadenizle yani...”
Akyürek, Ergenekon konusunda şunları da ekliyor: “Türkiye’yi bu derecede ilgilendiren operasyonlar zaten siyasi otoritenin size sunduğu, verdiği perspektif olmazsa yapılacak şeyler değildir. Yani sokaktaki hırsızın yakalanması değildir.”

***

Akyürek’in açıklamalarından çıkan en çarpıcı mesaj, Ergenekon soruşturmasının Erdoğan’ın kendilerine verdiği bir perspektif çerçevesinde, hükümetle yakın bir işbirliği içinde yürütüldüğüdür. Bu da Ergenekon dosyasının, savcılığın (Zekeriya Öz) rolünün ikincil planda kaldığı, hükümet perspektifiyle yol alan polis merkezli bir çalışma olduğunu gösteriyor.
Bu noktada hatırlanması gereken hususlardan biri, gazeteci Hrant Dink’in 19 Ocak 2007 tarihinde öldürülmesinden sonra polis tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a verilen bir brifingin aslında aynı yıl haziran ayında başlayan Ergenekon soruşturmasının ilk ipuçlarını da taşımasıdır. 
Gazeteci Nedim Şener’in 2011 yılında Dink cinayetiyle ilgili yazdığı “Kırmızı Cuma” başlıklı kitapta bu konuda ilginç bilgiler var. Buna göre Emniyet tarafından 2011 Şubat ayında düzenlenen bu brifingde Erdoğan’a Dink cinayetiyle bağlantılı görülen şahıs ve örgütlerle ilgili bir şema da sunulur. Şener’in belgesini yayımladığı bu şemada adı geçen kişilerin büyük çoğunluğu dört ay sonra başlayan Ergenekon soruşturmasının muhtelif dalgaları içinde tutuklanıp Silivri’ye gönderilmiştir.
Akyürek’in sözleri Erdoğan’ın siyasi direktifini teyit etmesi itibarıyla Ergenekon’un siyasi bir dava olduğu yolundaki tezleri teyit eden bir nitelik taşıyor. Bu yönüyle Ergenekon davasına bakışı etkileyeceği söylenebilir. 

***

(.............................)