Serbest kalan Ekrem Dumanlı konuştu: Zalimlere boyun eğmeyeceğiz

Serbest kalan Ekrem Dumanlı konuştu: Zalimlere boyun eğmeyeceğiz
Güncelleme:

Ekrem Dumanlı : Yaptığınız suçlamayı aynıyla alnınıza yapıştırıyorum

Serbest kalan Ekrem Dumanlı adliye önunde açıklama yaptı: Zalimlere boyun eğmeyeceğiz

Ekrem Dumanlı : Yaptığınız suçlamayı aynıyla alnınıza yapıştırıyorum

14 Aralık özgür medyaya yönelik yapılan susturma operasyonunda gözaltına alındıktan sonra mahkeme tarafından serbest bırakılan Ekrem Dumanlı adliye önünde toplanan binlerce vatandaşa seslendi.

İşte Ekrem Dumanlı'nın açıklamalarından notlar:

- Sizin çok yakından gördüğünüz ve izlediğiniz gibi Türkiye bir tiyatro seyrediyor. Kendi ayıplarını kendi günahlarını kendi yolsuzluklarını gizlemek için daha sansasyonel hadise çıkarmak isteyenler Zaman ve STV hedef alarak tehdit altına alarak Türkiye'yi dünyaya rezil etmeyi göze alarak çok ayıp çok yazık.

- Bir gazete binasına baskın düzenlediler. Bir gazetenin televizyonun genel yayın yönetmenini gözaltına aldılar. Algı operasyonunun hedefi belliydi. Kendi ayıplarını gizlemek için amaçları belliydi. Türkiye büyük yara aldı arkadaşlar. İnanın gözaltına alındığıma üzülmedim, basın özgürlüğüne bu kadar tahammülsüz gaddarane saldırı elbette herkesi üzdü. Ama beni ülkem adına daha da üzdü. Bizi dünyaya rezil etmek isteyenler suç isnat edilecek bir yıldır yaptıkları çalışma ortaya çıktı.

- Terör örgütü ile haşa bu iddiayı tarih huzurunda sahiplerine iade ediyorum. Bana terör örgütü üyesi diyenlere aynıyla iade ediyorum. Zaman gazetesine terör yayını diyene aynıyla iade ediyorum. Allah'tan korkun, 30 senedir yayın yapan gazeteye iftira ederken Allah'tan korkun. 20 yıldır gazetecilik yapan açıkta yaşayan benim gibi bir insana meslektaşlarıma arkadaşlarıma terör örgütü ile ilişkilendiren gazeteci, siyasi ister kral olsun aynıyla iade ediyoruz.

- Sonuçta geldiler bizi gözaltına aldılar. Açıktan açığa dedik ki gözaltından da hapisten de idamdan da adeta düğüne gidiyor gibi gitmekten de korkmuyoruz. Herkes sussa basın susmaz. Herkes korksa medya korkmaz. Medyada korksa zaman korkmaz.

- 4 gün boyunca emniyette kaldık. Sizde yakından takip ettiniz. Nezarette kaldık. Bunlardan korkacağımız düşünenler yanlış düşünüyor. Nezarethane devletin bir birimidir. Bir suçumuz varsa feda olsun hayatımız da özgürlüğümüz de. Bunun dene rahat söylüyorduk çünkü bir suçumuz yok, diyet borcumuz yok. Kanunsuz işimiz yok. Zalimlere boyun eğmek yok. Yok arkadaşlar.

- 4 gün bekletildikten sonra 4 gün 4 gün. Savcının huzuruna çıktık. Sizde o soruları gördünüz. Falan yazar şunu yazmış talimat verdiniz mi? Size soruyorum hangi yazar talimatla yazı yazıyor? Bizi neden kendinizle karıştırıyorsunuz. Bizde satılık, kiralık kalem yok. Hayır talimatla yazmadım. E peki suç nedir o zaman? Bir tane haber Herkul.org'dan aynen alınmış haber bir de 2 tane köşe yazarının yazısı. İnanıyor musunuz 6 gündür çektiğimiz ıstırabın sebebi bu. 1 tane haber 2 yazı. Üstelik 2 ayrı yazar yazmış. Ama Bugün gazetesinde, Hürriyet gazetesi de yazmış. Bu nasıl hukuk mantıksızlığıdır ki internette çıkmış bir şeyi yazı yazmak haber yapmak örgütsel suç yapılıyor. Suç yoksa suçlu uydurulur. Bütün gece boyunca ifade verdik. En sonunda savcıya bütün şu günlerdir bize yapılanların sebebi şu iki haber mi dedim evet dedi. Elinizi vicdanınıza koyun Hürriyet'te Milliyet'te çalışanlar Akşam'da çalışanlar. Yandaşlar yoldaşlar. Türkiye nereye geldi. 2 yazı yazıldı diye, kanun dışı diye, yazıyı yazmayan sadece genel yayın yönetmeni adam günlerce karakollarda süründürülür mü? İki gündür -7'de duruyoruz. Yerin altına doğru 7 kat nezarethanedir. Madem bunu yaptın 2 petek kalorifer konulmaz mı? Duvarda yazıyor haram lokma yemedik yazıyor. Kendileri çekip gitmişler ama arkalarında o yazı kalmış.

- Hakkımızdaki suçlama yeminle söylüyorum bu. Hâkimin karşısına çıktık. Ben herhâlde dedim bu kadar hava estirildiğine göre sürpriz bir şey çıkacak diye bekledim. Türkiye'de artık kimse güvende değil. Sokak sokak dosya dosya dolaşanlar yalancı şahitlik yapmak üzere gizli tanık sıfatıyla güvencelerle vaatlerle insanlar hakkında kumpas yapılmakta. Her an herkesin karşısına çıkabilir. Bir satın alınmış adam çıkabilir. Türkiye buraya geldi maalesef. Son dakika şapkalarından tavşan çıkaracaklar kendini kurban sanan tilkiler var. Hakkımdaki suçlama nedir efendim bir dizi varmış o dizide ne geçiyormuş. Onlara sinema tarihi yaptım sayın savcıya.

- Hep ABD başkanları beyaz ve Katolik. Bir siyahi insanın ABD başkanı olacağına dair emare yok. Sizin düşüncenizle 15 yıl önce filmi çekeni gözaltına almak lazım.

- Hadi filim işlerinden anlamazsınız. Anlamayanlar vardır. Necip fazıla bakın tutuklandığında mikrofonları kapıp şiirlerini okuyorsunuz ya. Diyor ki Malatya’da Necip fazıldan etkilendim de böyle yaptım. Cevap veriyor. Eğer yazılan kurgusal bir şeyden okuyup tutuklanıyorsa Şekspir'i tutuklayın diyor.

- Terör örgütünü nasıl akıl ettiniz. Yine de ben dedim ki senaryo hikâye. Ancak ben size kendimle ilgili bir şey soruyorum. Somut bir şey soruyorum. Rica ediyorum benim suçum ne? Ekrem Dumanlı neden burada var? İki tane köşe yazısı bir tane haber. Banim buraya getirilmem karakollarda sürüklenmem. Beraber çalıştığım arkadaşları üzmem. Dünya basını dikkatini çeken işin özü iki yazı bir haber mi dedim. Evet, budur dedi.

- Arkadaşlar Türkiye nereye geldi. Bundan bir terör örgütü nasıl çıkarılır. Uzağa değil etraflarına baksınlar. Teröristlerin baş tacı edildiği, teröristlere altın yaldızlar, madalyalar takıldığı Türkiye'de bu ülkenin has evlatlarına siyasetçileri ve kalemlerine söylüyorum bu iddiayı aynıyla alnınıza yapıştırıyorum.

- Namusumuza düşünce namusumuzua bir lekedir aynıyla iade ediyorum. Hazır ben yokken meydanlarda televizyonlarda şöyle demiş. Niye gazetede bekledi çağırdı. Arama yakalama emri o adrese yazılmış. İki bir de bebek bekliyorum. Ne yapayım çağırıp da bebeğimle mi tanıştırayım sizi.

- Siz hangi adrese yazdıysanız yakalama emrini o adrese gittim bekledim daha ne yapabilirim. hep söyledim korkumuz yok. Çünkü suçumuz, borcumuz yok. Diyet borcumuz yok. Birileri ile yol arkadaşlığı yaptıysak onları demokrat sandık. Yolculuk yaptığımız insanların bir zaman Türkiye’nin yörüngesini değiştirmesini hayretle karşılıyorum. Demokratlığa reformlara devam ettiniz de desteklemedik mi? AAB yolunda gittiniz de desteklemedik mi? Nerede kısıtlama varsa biz orada yokuz. Bu bir suç mudur? Düne kadar alkışlanıyordu, saygın gazeteci muamelesi görüyorduk. Yolsuzluk dedik diye terör örgütü üyesi mi olduk? Bu nasıl bir kalleşliktir.

- Dün neredeysek bugün buradayız. Bu ülkede demokrasiden geriye dönüş yok. Özgürlüklerden geriye dönüş yok. Fikir hürriyetinden geriye dönüş, adaletten cesaretten geriye dönüş yok. Dirayetten geriye dönüş yok. Korkaklar gidebilir kaçıp gidebilir. Acizane ne ben susarım ne gazetede çalışanlar susar. Ne yazarları korkar.

- Annelerim ellerinizden öpüyorum. Sizin yazdığınız destanı kimse yazmadı.

- Serbest bırakıldım. Açık söylüyorum vallahi billahi delil dedikleri şey bu yazıyı niye yazdın bu haberi niye yazdın. Ne yazacağımızı size mi soracağız kardeşim. Biz haber yazarken kimseden talimat almayız. Talimat alsaydık karakolda olmazdık. Talimat alanlar purolarını içiyor, villalarında yalılarında hüküm sürüyorlar. Biz talimatla yazı yazmayız,

- Elde somut bir şey olmayınca alın dosyayı inceleyin. Avukatlar burada teşekkür ediyorum onlara. Dosyalarımızı basın mensubu arkadaşlar satır satır okuyun. Elinizi vicdanınıza koyun. Bir suç unsuru varsa ben çıkmak istemiyorum. Bebeğim oldu suçum varsa görmek istemiyorum. Eğer bu ülkeye vatana, demokrasiye bir yanlış yapmışsam 10 sene değil ömür boyu çıkmak istemiyorum.

- Benim hakkımda mecburen o kadar da hukuk ayaklar altında olamaz. Bu kadar da ayıp yapılamaz. Serbestsin dediler. Bana sorsalar mutlu musun? deseler. Adını Saadet koymuşlar saadet duyar mısın? duymam. Hidayet karaca kardeşim de burada olmalıydı. Hidayet'in suçu nedir?

- Hidayet beye yapılan suçlamaları okudum. Avukatlarındaki belgelerden okudum. Bir kısmını da savcı bana göstererek sorular sordu. Bunlar suç olmaz suç olursa Türkiye'deki bütün dizilerin tutuklanması lazım. Senaristlerin yapımcıların tutuklanması lazım. Oradan bir terör örgüt çıkarmak bir hukuk ayıbıdır. Hidayet beye leke gelmez ama bu iftirayı atanlara gelir. Bu bir TV dizisi. Tek Türkiye'de Tek Türkiye. Arkadaş sizleri ne kadar da rahatsız etmiş bu. Ben TV özürlüyüm. İzlemem çok seyredemem. Oradaki replikleri okudum. Oyuncular arasındaki replikleri okudum. Bazı IQ düşük gazetecilerin ahkâm kesmesiniz ancak Mazhar Osman'a havale etmek lazım. Siz ne zaman gazeteci oldunuz. Böyle bir soytarılık olur mu?

- Ben serbest bırakıldığım için adalet yerini buldu ancak eksiktir. STV'ye Zaman'a yapılan yanlıştır. Hidayet Bey'in tutuklanması yanlıştır. Onun aslan oğlu burada. O şimdi hepimizin evladı. Hidayet beyin emaneti. İnsan bir senaryodan dolayı gazete yöneticisini hapse atar mı? Türkiye'nin geldiği nokta bu. Bu kötü muamele devam edebilir. Gözaltına alabilirler mi? alabilirler. Ama herkes sussa Zaman susmaz. Susmaz.

- Fikri hayat tarzı düşüncesi ne olursa olsun sağdan soldan Türkiye'nin değişik yelpazesinde bu meseleyi medya yöneticisi, yazarlara aydınlara teşekkür ediyorum. Bu ülkede mertlik delikanlılık ölmedi. Cesaret ölmedi. Hele bu iş bitsin diyen masanın altına saklanan meslektaşlarıma sesleniyorum. Sonuna kadar saklanamazsınız. Bu ülke despotizme boyun eğerse herkesin ilgilendirir. Demokrasiden geriye özgürlükten Yezitlere teslim olmak yok. Sağcısıyla solcusuyla demokratıyla AKP oy vereniyle CHP, MHP'ye oy vereniyle vermeyeniyle Türkiye'de demokrasi tehdit altında. Yazarlarımız medyanıza sahip çıkın. Despotizmin duracağı durak yok. Türkiye'ye 5. sınıf ülke yapmak istihbarat ülkesi yapmak isteyenler. Faile meçhul ülkesi yapmak isteyenler şu manzaraya bakın haddinizi bilin kimse teslim olmayacak. Bu ülkede hiçbir fikir despotizme teslim olmayacaktır. Herkes olsa biz olmayacağız.

- Buraya kadar gelip günlerce bekleyen sabırla bize destek veren dünyanın dört bir tarafından dua eden annelerimize bacılarımıza arkadaşlarımıza hepinize selamlarımı sunuyorum. Allah bir an önce Hidayet Karaca beye de en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşmasını nasip etsin.