Sevda Kuşun Kanadı'nda isimli diziyle ilgili çarpıcı iddia

Sevda Kuşun Kanadı'nda isimli diziyle ilgili çarpıcı iddia
Güncelleme:

TRT'de yayınlanan 'Sevda Kuşun Kanadında' isimli dizide ana karakterin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı canlandıracağı, ancak daha sonra bu kurgunun yapım şirketi tarafından değiştirildiği öğrenildi.

TRT 1’de dün akşam ilk bölümü yayınlanan, 68 kuşağının İslamcılarını anlatan 'Sevda Kuşun Kanadında' dizisinde ana karakterin TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ı canlandıracağı, ancak daha sonra bu kurgunun yapım şirketi tarafından değiştirildiği öğrenildi. Dizinin senarist koltuğunda oturan Ahmet Tezcan da yapım şirketiyle yaşanan anlaşmazlık sonucunda diziden çekilme kararı aldı. T24’ün ulaştığı Tezcan, diziden ayrılığına dair “Herhangi bir açıklama yapmayacağını, sorumlunun yapım şirketi olduğunu” belirtti. Bir dönem Başbakanlık basın danışmanlığı görevinde de bulunan gazeteci Tezcan, kendisinin kaleme aldığı senaryonun İsmail Kahraman üzerine kurulu olduğu yolundaki bilgiyi yalanlamazken, “Şu anda senaryosunu yazmadığım bir dizi için benim konuşmam doğru olmaz” yanıtını verdi. Dizinin yeni senaryo ekibinde ise Oktay Berber ve Emine Buzkan Kaynak yer alıyor.

Genel yönetmenliğini Mesut Uçakan’ın, yapımcılığını Ahmet Nesim Şahin’in üstlendiği Sevda Kuşun Kanadında dizisinin başrollerini Murat Ünalmış, Deniz Baysal, Ufuk Bayraktar, Müge Boz, İlker Kızmaz ve Yavuz Bingöl paylaşıyor. Dizide, 1960’ların ikinci yarısından başlayarak 70’lerin ilk yarısına kadar olan bir zaman kesitinde, Türkiye’de gençleri etkileyen siyasal, düşünsel, eylemsel tercihlerin arka planında nelerin yaşandığı anlatılıyor. Milli Türk Talebe Birliği'ni de konu alan dizide Necmettin Erbakan, Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Zahit Kotku Hoca gibi isimler canlandırılıyor.

Ahmet Tezcan: Yazmaktan da tiksinirmiş insan!

Dizinin senaristliğinden kısa bir süre önce ayrılan Ahmet Tezcan, superhaber.tv sitesinde bugün (30 Nisan 2016) sitem dolu bir yazı kaleme aldı. “Bir gün yazamayacak hale gelsem parçalanacağımı düşünürdüm hep" diyen Tezcan, “Daha beteri varmış; yazmaktan da tiksinirmiş insan” ifadesini kullandı. “Kaleminizin yahut klavyenizin üstüne kustunuz mu hiç?” diye soran Tezcan, yaşadığı durumu şu ifadelerle anlattı:

“Ben kustum. Mecaz değil bu, ironi hiç değil, yaşadığım hâl! Kaleminiz yahut klavyeniz, üç kuruş karşılığında havsalanızın almayacağı ihtiraslar, hevesler, endişeler, korkular, planlar, oyunlar, pişkinlikler, şişkinlikler... velhasıl altı yön, şeş cihetten akan cîfelere kepçe yapılır ve ortaya çıkanı yudum yudum içmeniz istenirse kusmaktan başka ne yaparsınız?”

Tezcan’ın “Evet... Yazmaktan da tiksinirmiş insan!” başlıklı yazısı şöyle:

Yıllarca düşünmüşümdür; bir şey olsa, kaza mesela, parmaklarım yahut bütünüyle ellerim alınsa benden, yazamaz olsam, ne yapardım?

Zihnim dururdu, düşünemez olurdum, nefesim kesilirdi, zifîrî karanlığa düşerdim, bütün hücrelerimin aynı anda ve her birinin acısını ayrı ayrı hissedebileceğim bir şekilde patlar, parçalanırdım.

Düşünmesi bile ölüm!

Daha beteri varmış meğer! Beterin beteri!

Yazmaktan da tiksinirmiş insan!

Yazarak düşünebilen, hatta hissedebilen, nefes alabilen, yaşayabilen, geçimini sadece yazarak sağlayabilen bir kişinin, yokluğu halinde varlığının yok olacağını düşündüğü bir eylem, yani hâl, yani hayat; iğrenilecek noktaya varır da nasıl çıldırmaz insan?

Çıldırtmayan Allah çıldırtmıyormuş meğer!

“Bu nasıl bi şey Amedbaba yav?” demeyin!

Kaleminizin yahut klavyenizin üstüne kustunuz mu hiç?

Ben kustum!

Mecaz değil bu, ironi hiç değil, yaşadığım hâl!

Kaleminiz yahut klavyeniz, üç kuruş karşılığında havsalanızın almayacağı ihtiraslar, hevesler, endişeler, korkular, planlar, oyunlar, pişkinlikler, şişkinlikler... velhasıl altı yön, şeş cihetten akan cîfelere kepçe yapılır ve ortaya çıkanı yudum yudum içmeniz istenirse kusmaktan başka ne yaparsınız?

Evet, yazmaktan da tiksinirmiş insan!

Aylardır buradaki suskunluğumun sebebi budur...

Zor olacak bu hâlden sıyrılmak ama Allah büyük!

Zor da olsa kalemden, klavyeden ve sizden af talebiyle yeniden rızalık istemek için Bismillah diyeceğiz!

Yeni bir merhaba ile...

Yorgunum Leylâ!