Taraf'ta çıkan fişleme iddiaları Bugün'e de manşet oldu

Taraf'ta çıkan fişleme iddiaları Bugün'e de manşet oldu
Güncelleme:

Tarikatların fişlenmesine siyasiler ve hukukçulardan sert tepki geldi

Sivil toplum örgütleri, siyasiler ve hukukçular, bütün dini gruplara yönelik fişleme talimatlarına çok sert tepki gösterdi. Fişlemelerin cemaatlerin içini karıştırmak ve yıldırmak için yapıldığına dikkat çekilirken, yapılanların darbe dönemlerinden farksız olduğu vurgulandı.

AK Parti’nin 12 yıllık iktidarında, sadece Gülen Cemaati’nin değil, Süleymancılar, Nurcular, Nakşiler ve Kadiri tarikatı mensuplarının da fişlendiğinin ortaya çıkması gündeme bomba gibi düştü. Toplumun her kesiminden tepki alan fişlemeler darbe döneminden kalma uygulama olarak yorumladı.İşte o görüşler:

Türkiye hâlâ darbe zihniyetiyle yönetiliyor

*Ye­ni As­ya Ga­ze­te­si Ge­nel Ya­yın Yö­net­me­ni Ka­zım Gü­leç­yüz: As­lın­da em­ni­yet is­tih­ba­ra­tı­nın yap­tı­ğı bu fiş­le­me ye­ni bir olay de­ğil. Sa­de­ce ka­mu­oyun­da ye­ni gün­de­me ge­li­yor. Ce­ma­at­ler­le il­gi­li ola­rak AK Par­ti dö­ne­min­de Jan­dar­ma­’nın, MİT'in fiş­le­me­le­rin de­vam et­ti­ril­di­ği or­ta­ya çık­tı. De­mek ki de­mok­ra­tik­leş­tik, as­ke­ri ve­sa­ye­ti or­ta­dan kal­dır­dık, mil­le­tin ada­mı­nı cum­hur­baş­ka­nı seç­tik de­ni­lir­ken di­ğer ta­raf­tan es­ki dev­let ref­leks­le­ri de­vam edi­yor.

Ken­di in­sa­nı­nı teh­dit ola­rak gö­ren bir an­la­yı­şın ürü­nü olan bu fiş­le­me­ler ta­kip­ler ara ver­me­den de­vam edi­yor. De­mek ki te­mel­de de­ği­şen çok bir şey yok. Bu­nun da se­be­bin­de Tür­ki­ye'nin hâ­lâ dar­be zih­ni­ye­tiy­le yö­ne­ti­li­yor ol­ma­sı ya­tı­yor. Bu­nu göz­den ka­çır­dı­ğı­mız müd­det­çe bu so­run­la­rın bi­te­ce­ği­ni bek­le­me­mek la­zım. Ce­ma­at­le­rin içini ka­rış­tır­mak, fark­lı yön­tem­ler­le on­la­rın üze­ri­ne git­mek yıl­dır­mak, psi­ko­lo­jik ha­re­ket­ler yap­mak tar­zın­da de­vam et­ti­ği­ni gö­rü­yo­ruz.

Men­fa­at üze­rin­de dö­nen si­ya­se­tin ka­çıl­maz so­nuç­la­rı bun­lar. Ce­ma­at­ler ma­ale­sef bu ko­nu­da far­kın­da de­ğil­ler. İk­ti­da­rın ar­ka­sın­da dur­ma­ya de­vam edi­yor­lar. Han­gi ce­ma­at olur­sa ol­sun ken­di­ni si­ya­set­le ik­ti­dar­la öz­deş­leş­tir­me­me­li.Ma­ale­sef da­va psi­ko­lo­ji­si için­de bu ko­nu çok si­ya­si­leş­ti­ril­di. Bu si­ya­si­leş­me ha­yır­lı so­nuç­lar ge­tir­mi­yor ve ge­tir­me­ye­cek. Bu­nun ar­ta­ca­ğın­dan en­di­şe edi­yo­ruz.

BiR iNSANLIK AYIBI

Maz­lum­der Ge­nel Sek­re­te­ri Re­cep Ka­ra­göz: Fiş­le­me­ler ko­nu­su 12 Ey­lül, 28 Şu­bat'ta da ya­pı­lan şey­ler­di. Cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de hep bu fiş­le­me­ler­le mü­ca­de­le edil­miş­tir. Top­lu­mun mah­re­mi sa­yı­lan yer­le­rin din­len­me­si­ni gö­zet­len­me­si­ni fiş­len­me­si­ni ke­sin­lik­le tas­vip et­me­dik. Bu­nun bir in­san hak­kı ih­la­li,  in­san hak­kı­na te­ca­vüz ola­rak gö­rü­yo­ruz. Bu fiş­le­me­ler bir in­san­lık ayı­bı­dır. Bu­nu kı­nı­yo­ruz. Bun­lar, ne Tür­ki­ye ne ulus­la­ra­ra­sı ka­mu vic­da­nın­da ye­ri ol­ma­yan bir ko­nu. El­bet­te bu din­le­me­le­rin dö­nem­sel dö­nem­sel kim­le­rin elin­de güç var­sa, ken­di ik­di­tar­la­rı­na yö­ne­lik meş­ru gör­dü­ler. Bu as­la ka­bul edi­le­mez, din­le­nen kim olur­sa ol­sun.

İftiranın, zulmün karşılığı olacak

*Bir­lik Vak­fı Ku­ru­cu üye­si Ah­met Rüş­tü Çe­le­bi: Bu tür fiş­le­me­ler, Tür­ki­ye­’de dik­ta dö­nem­le­rin­de, Müs­lü­ma­nım de­me­nin suç sa­yıl­dı­ğı dö­nem­ler­de yaşandı. Ama AK Par­ti gi­bi mu­ha­fa­za­kar bir par­ti dö­ne­min­de böy­le bir fiş­le­me ya­pıl­ma­sı­nın bir iza­hı yok­tur. Bun­lar bir de­fa ba­zı ko­nu­la­rı iyi araş­tır­ma­mış­lar ve­ya ya­nıl­tıl­mış­lar­dır. Müs­lü­man­la­r’ın oyu ile ik­ti­da­ra gel­miş bir par­ti­nin Müs­lü­man­la­r’ın aley­hi­ne ola­cak, on­la­rı zan al­tın­da bı­ra­ka­cak yan­lış hü­küm­ler ver­me­si ve uy­gu­la­ma­lar yap­ma­sı­nı an­la­mak müm­kün de­ğil. As­lın­da on­la­rın seç­men­le­ri de böy­le bir fiş­le­me­yi ka­bul et­mez. Ki­me ya­pı­lır­sa ya­pıl­sın, if­ti­ra­nın, zul­mün, mut­la­ka kar­şı­lı­ğı ola­cak­tır. Bir ül­kede ada­let esas alın­malı. Bir ül­ke ate­izm ile yı­kıl­maz fa­kat ada­let yok­sa, ge­lir da­ğı­lı­mın­da ada­let bu­lun­mu­yor­sa, bir ta­kım ah­la­ki za­fi­yet­ler ya­şa­nı­yor­sa yı­kı­lır. Tür­ki­ye­’de si­ya­se­te ye­ni bir ah­la­ki şe­kil ve­ril­me­si la­zım. Vak­tiy­le 28 Şu­bat dö­ne­min­de Müs­lü­man­lar fiş­le­nir­di. Üni­ver­si­te­ye kız­la­rı­mız gi­re­mez­di. Bu­gün ki fiş­le­me­le­ri iler­de kul­lan­mak için mi ya­pı­yor­lar. Bu­nu te­men­ni et­mem. Hak­sız­lık kar­şı­sın­da su­san dil­siz şey­tan­dır. Bun­la­rı di­le ge­tir­me­ye de­vam ede­ce­ğiz, is­tib­da­dın en ağır ol­du­ğu de­vir­ler­de bi­le Be­di­üz­za­man Sa­id Nur­si, “Ba­şım­da­ki saç­la­rım ade­din­ce baş­la­rım bu­lun­sa ve her gün bi­ri ke­sil­se zın­dı­ka­ya ve da­la­le­te tes­lim-i si­lah edip, va­tan ve mil­let ve İs­la­mi­ye­t’e hı­ya­net et­mem. Ha­ki­kat-ı Ku­r’­ân’­a fe­da olan bu ba­şı­mı za­lim­le­re eğ­mem” de­me­miş mi?

Yasal değil kabul edilemez

Tür­ki­ye İn­san Hak­la­rı Vak­fı Ge­nel Sek­re­te­ri Me­tin Bak­kal­cı: İn­san Hak­la­rı Vak­fı ola­rak dün, bu­gün, ya­rın in­san­la­rın fiş­len­me­si gi­bi kav­ra­mın hiç­bir ko­şul­da ka­bul edi­le­me­ye­ce­ği­ni hep söy­le­ye gel­dik. Bu yön­te­min on­lar­ca yıl­dır ül­ke­miz­de şu ya da bu ke­si­me yö­ne­lik ik­ti­dar­la­rın as­li ola­rak eği­li­mi ol­du­ğu­nu gös­ter­dik. Fiş­le­me dün de ka­bul edi­le­mez­di, bu­gün de ka­bul edil­me­mez. Her dö­nem bir şe­kil­de ik­ti­dar­lar her za­man sık­lık­la bir düş­man ilan ede­rek bu­nu, fiş­le­me­yi bir şe­kil­de çe­şit­li prog­ram­lar­la meş­ru­ymuş gi­bi ya­pa­bi­li­yor. Bu­nun ya­sal ol­ma­dı­ğı­nın tar­tı­şı­la­cak bir ya­nı yok­tur.

Milli güvenliğe tehdit denildi

2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) Hizmet Hareketi'nin fişlenmesine ilişkin belgenin ardından yeni bir skandal talimat ortaya çıktı.
Taraf Gazetesi’nin haberine göre, Ramazan Akyürek'in görevden alınmasının ardından Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'na atanan Hüseyin Namal'ın imzasıyla 6 Kasım 2009 tarihinde 81 ilin Emniyet istihbarat şube müdürlerine gönderilen yazıda, bütün dini akım ve tarikatlarla ilgili istihbarı çalışma yapılması talimatı verildi. Yazıda, Türkiye'de dini istismar eden terör örgütleri ile geçmişten bu yana ilişki içinde bulunan birçok dini akım ve tarikat olduğu vurgulandı.

Aynı talimatta, dini akım ve tarikatların, Türk aile yapısını bozduğu, vatandaşların maddi ve manevi yönden zarar görmesine yol açtığı da öne sürüldü. Takip altına alınacak tarikatlara örnek olarak da ‘Nakşibendiler, Nurcular, Süleymancılar ve Kadiri' tarikatı gösterildi. Tarikatların milli güvenliği de tehdit ettiği savunuldu.

RAPORLAR BAŞBAKANLIK’A YOLLANDI

Özellikle, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından, dini akımlar ve tarikatların, üyeleri, mal varlıkları ve faaliyetleri konusunda uzun süre geniş kapsamlı incelemeler yapıldığı tespit edildi. Yapılan çalışmalarda il bazında dini akımların ve tarikatların üye sayıları tespit edildi. Bunun yanında, aynı grupların, mali yapıları ve faaliyetleri konusunda da düzenli olarak genel müdürlüğe bilgi aktarıldı. Bunun dışında, grupların kamudaki yapılanmaları konusunda da raporlar hazırlanarak, Başbakanlık’a ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne sunuldu. Cemaat ve dini akımlarla ilgili yapılan çalışma MİT ve emniyet tarafından ayrı ayrı yürütüldü. İki ayrı kurum da, aynı konuyla ilgili çalışma gerçekleştirdi.
 

haberin devamı için : http://gundem.bugun.com.tr/fisleme-depremi-haberi/1226872