Taraf'ta çıkan fişleme iddiaları Bugün'e de manşet oldu
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlTarikatların fişlenmesine siyasiler ve hukukçulardan sert tepki geldi
Sivil toplum örgütleri, siyasiler ve hukukçular, bütün dini gruplara yönelik fişleme talimatlarına çok sert tepki gösterdi. Fişlemelerin cemaatlerin içini karıştırmak ve yıldırmak için yapıldığına dikkat çekilirken, yapılanların darbe dönemlerinden farksız olduğu vurgulandı.
AK Parti’nin 12 yıllık iktidarında, sadece Gülen Cemaati’nin değil, Süleymancılar, Nurcular, Nakşiler ve Kadiri tarikatı mensuplarının da fişlendiğinin ortaya çıkması gündeme bomba gibi düştü. Toplumun her kesiminden tepki alan fişlemeler darbe döneminden kalma uygulama olarak yorumladı.İşte o görüşler:
Türkiye hâlâ darbe zihniyetiyle yönetiliyor
*Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz: Aslında emniyet istihbaratının yaptığı bu fişleme yeni bir olay değil. Sadece kamuoyunda yeni gündeme geliyor. Cemaatlerle ilgili olarak AK Parti döneminde Jandarma’nın, MİT'in fişlemelerin devam ettirildiği ortaya çıktı. Demek ki demokratikleştik, askeri vesayeti ortadan kaldırdık, milletin adamını cumhurbaşkanı seçtik denilirken diğer taraftan eski devlet refleksleri devam ediyor.
Kendi insanını tehdit olarak gören bir anlayışın ürünü olan bu fişlemeler takipler ara vermeden devam ediyor. Demek ki temelde değişen çok bir şey yok. Bunun da sebebinde Türkiye'nin hâlâ darbe zihniyetiyle yönetiliyor olması yatıyor. Bunu gözden kaçırdığımız müddetçe bu sorunların biteceğini beklememek lazım. Cemaatlerin içini karıştırmak, farklı yöntemlerle onların üzerine gitmek yıldırmak, psikolojik hareketler yapmak tarzında devam ettiğini görüyoruz.
Menfaat üzerinde dönen siyasetin kaçılmaz sonuçları bunlar. Cemaatler maalesef bu konuda farkında değiller. İktidarın arkasında durmaya devam ediyorlar. Hangi cemaat olursa olsun kendini siyasetle iktidarla özdeşleştirmemeli.Maalesef dava psikolojisi içinde bu konu çok siyasileştirildi. Bu siyasileşme hayırlı sonuçlar getirmiyor ve getirmeyecek. Bunun artacağından endişe ediyoruz.
BiR iNSANLIK AYIBI
Mazlumder Genel Sekreteri Recep Karagöz: Fişlemeler konusu 12 Eylül, 28 Şubat'ta da yapılan şeylerdi. Cumhuriyet tarihinde hep bu fişlemelerle mücadele edilmiştir. Toplumun mahremi sayılan yerlerin dinlenmesini gözetlenmesini fişlenmesini kesinlikle tasvip etmedik. Bunun bir insan hakkı ihlali, insan hakkına tecavüz olarak görüyoruz. Bu fişlemeler bir insanlık ayıbıdır. Bunu kınıyoruz. Bunlar, ne Türkiye ne uluslararası kamu vicdanında yeri olmayan bir konu. Elbette bu dinlemelerin dönemsel dönemsel kimlerin elinde güç varsa, kendi ikditarlarına yönelik meşru gördüler. Bu asla kabul edilemez, dinlenen kim olursa olsun.
İftiranın, zulmün karşılığı olacak
*Birlik Vakfı Kurucu üyesi Ahmet Rüştü Çelebi: Bu tür fişlemeler, Türkiye’de dikta dönemlerinde, Müslümanım demenin suç sayıldığı dönemlerde yaşandı. Ama AK Parti gibi muhafazakar bir parti döneminde böyle bir fişleme yapılmasının bir izahı yoktur. Bunlar bir defa bazı konuları iyi araştırmamışlar veya yanıltılmışlardır. Müslümanlar’ın oyu ile iktidara gelmiş bir partinin Müslümanlar’ın aleyhine olacak, onları zan altında bırakacak yanlış hükümler vermesi ve uygulamalar yapmasını anlamak mümkün değil. Aslında onların seçmenleri de böyle bir fişlemeyi kabul etmez. Kime yapılırsa yapılsın, iftiranın, zulmün, mutlaka karşılığı olacaktır. Bir ülkede adalet esas alınmalı. Bir ülke ateizm ile yıkılmaz fakat adalet yoksa, gelir dağılımında adalet bulunmuyorsa, bir takım ahlaki zafiyetler yaşanıyorsa yıkılır. Türkiye’de siyasete yeni bir ahlaki şekil verilmesi lazım. Vaktiyle 28 Şubat döneminde Müslümanlar fişlenirdi. Üniversiteye kızlarımız giremezdi. Bugün ki fişlemeleri ilerde kullanmak için mi yapıyorlar. Bunu temenni etmem. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Bunları dile getirmeye devam edeceğiz, istibdadın en ağır olduğu devirlerde bile Bediüzzaman Said Nursi, “Başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa ve her gün biri kesilse zındıkaya ve dalalete teslim-i silah edip, vatan ve millet ve İslamiyet’e hıyanet etmem. Hakikat-ı Kur’ân’a feda olan bu başımı zalimlere eğmem” dememiş mi?
Yasal değil kabul edilemez
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Sekreteri Metin Bakkalcı: İnsan Hakları Vakfı olarak dün, bugün, yarın insanların fişlenmesi gibi kavramın hiçbir koşulda kabul edilemeyeceğini hep söyleye geldik. Bu yöntemin onlarca yıldır ülkemizde şu ya da bu kesime yönelik iktidarların asli olarak eğilimi olduğunu gösterdik. Fişleme dün de kabul edilemezdi, bugün de kabul edilmemez. Her dönem bir şekilde iktidarlar her zaman sıklıkla bir düşman ilan ederek bunu, fişlemeyi bir şekilde çeşitli programlarla meşruymuş gibi yapabiliyor. Bunun yasal olmadığının tartışılacak bir yanı yoktur.
Milli güvenliğe tehdit denildi
2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) Hizmet Hareketi'nin fişlenmesine ilişkin belgenin ardından yeni bir skandal talimat ortaya çıktı.
Taraf Gazetesi’nin haberine göre, Ramazan Akyürek'in görevden alınmasının ardından Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'na atanan Hüseyin Namal'ın imzasıyla 6 Kasım 2009 tarihinde 81 ilin Emniyet istihbarat şube müdürlerine gönderilen yazıda, bütün dini akım ve tarikatlarla ilgili istihbarı çalışma yapılması talimatı verildi. Yazıda, Türkiye'de dini istismar eden terör örgütleri ile geçmişten bu yana ilişki içinde bulunan birçok dini akım ve tarikat olduğu vurgulandı.
Aynı talimatta, dini akım ve tarikatların, Türk aile yapısını bozduğu, vatandaşların maddi ve manevi yönden zarar görmesine yol açtığı da öne sürüldü. Takip altına alınacak tarikatlara örnek olarak da ‘Nakşibendiler, Nurcular, Süleymancılar ve Kadiri' tarikatı gösterildi. Tarikatların milli güvenliği de tehdit ettiği savunuldu.
RAPORLAR BAŞBAKANLIK’A YOLLANDI
Özellikle, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından, dini akımlar ve tarikatların, üyeleri, mal varlıkları ve faaliyetleri konusunda uzun süre geniş kapsamlı incelemeler yapıldığı tespit edildi. Yapılan çalışmalarda il bazında dini akımların ve tarikatların üye sayıları tespit edildi. Bunun yanında, aynı grupların, mali yapıları ve faaliyetleri konusunda da düzenli olarak genel müdürlüğe bilgi aktarıldı. Bunun dışında, grupların kamudaki yapılanmaları konusunda da raporlar hazırlanarak, Başbakanlık’a ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne sunuldu. Cemaat ve dini akımlarla ilgili yapılan çalışma MİT ve emniyet tarafından ayrı ayrı yürütüldü. İki ayrı kurum da, aynı konuyla ilgili çalışma gerçekleştirdi.
haberin devamı için : http://gundem.bugun.com.tr/fisleme-depremi-haberi/1226872
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol