Zaman yazarı: Teşekkürler Erdoğan! Teşekkürler AKP!

Zaman yazarı: Teşekkürler Erdoğan! Teşekkürler AKP!
Güncelleme:

Zaman yazarı: Teşekkürler Erdoğan! Teşekkürler AKP!

Teşekkürler Erdoğan! Teşekkürler AKP!
“Arap baharı”nın ilk günlerinde idi. İnsan Yayınları’nda çoğu İslâmcı bazı arkadaşlarla bir araya geldik. Son sözü fakire verdiler; özetle şunları söyledim: “Cenab-ı Allah (c.c.), Fatiha Sûresi’nde bize, en önemli meselemiz olan Sırat-ı Müstakîm’e hidayet duası yaptırıyor ve sonra da Sırat-ı Müstakîm’i, kendilerine hidayet ve hidayette rehberlik nimeti bahşettiği zatların yolu olarak takdim buyuruyor.

Bu zatları da Nisâ Sûresi’nde (4: 69) nebîler, sıddîklar, şühedâ ve salihler olarak açıklıyor. Âhir Zaman’da küllî manâda hidayet rehberinin Risale-i Nur, bu rehberliğin günümüzdeki temsilcisinin de Hizmet şahs-ı manevîsi olduğuna inanıyorum. İslâm’ı temsil ve İslâm’a hizmet, günümüz şartları gereği küreselleşmiş durumdadır; dolayısıyla Cenab-ı Allah, yeryüzündeki bütün hadiseleri, zahirî sebep ve mahiyetleri ne olursa olsun, temelde Hizmet etrafında örgüler. 1989’da Demir Perde dağıldı ve bir zaman mensubu olan ülkelere Hizmet girdi. 1999 Mart’ında Hocaefendi ABD’ye gitmek zorunda kaldı. Sonuçta Hizmet, burada da okullar açmaya başladı. Hizmet’in henüz tam ciddî zemin bulamadığı, bulsa da zor kabûl göreceği yer, Müslüman-Arap dünyasıydı. Çünkü Araplar, Türkleri cahil tanır ve Müslümanlıklarını çok kabûl etmezlerdi. Ama artık bu dünyada İslâmî hareketler tenkiller yaşayıp, Hizmet de kendisini küresel seviyede ispat edince şimdi Allah (c.c.), o dünyayı da Hizmet’e açıyor. Arap baharı, benim için budur.” Gerçekten de, Hizmet’in son 4-5 yıldır en güzel yayılıp zemin bulduğu yer, Müslüman-Arap dünyasıdır.

Bedir Savaşı’nda Cenab-ı Allah’ın şeytanı Müslümanlara nasıl hizmet ettirdiğini Kur’an’da (8: 48) okuruz. Müslümanların zayıf hali karşısında şeytan, “Muhammed’i, ashâbını ve İslâm’ı bitirmenin tam zamanı!” diye Mekke müşriklerini Mekke’den çıkarmıştı. Oysa bu, müşriklerin en büyük gücünü kırmak için Cenab-ı Allah’ın muradıydı (3: 127) ve Allah, Müslümanlara “(Bedir Savaşı’nın şartlarında) müşriklerle savaşmak için randevulaşsaydınız böyle olmazdı. Fakat Allah, takdirinin yerine gelmesi için böyle yaptı.” buyurur (8: 42). Evet, Cenab-ı Allah’ın hidayet rehberliğiyle vazifelendirdiği bir cemaat, yolunda devam ettiği sürece Allah, hadiseleri o cemaat etrafında şekillendirir ve şeytan gibi en büyük düşmanlarını dahi ona hizmet ettirir.

YAZININ DEVAMI